Kendi Yolunu Bulmak
Graham Potter
Soyunma odasında pozitif bir
atmosfer olduğunda bir oyuncu olarak bunu hissedersiniz. Zorlukların üstesinden
gelebilmek için dirençli olmalı ve baskı altında birlikte çalışabilmelisiniz.
Sahip olduğum futbolculuk
kariyeri için kendimi şanslı hissediyorum. Bir şekilde, Southampton ile Premier
Lig’de oynama ayrıcalığına eriştim fakat kariyerimin çoğu “League Two”, “Konferans
” gibi alt liglerde geçti.
O yıllarda her yıl binlerce futbolcu kontrat
alamıyordu ve oyunun dışında kalıyordu. Yine de futbolun beni de sahanın dışına
iteceğini hiç düşünmemiştim. 30 yaşıma geldiğimde futbol beni bırakmadan ben
futbolu bıraktım.
Dürüst olmak gerekirse artık oynamaktan keyif almayı bırakmıştım. Çocukluğunda en büyük hayali futbol
oynamak olan biri için bunu kendine itiraf etmesi zordu. Kariyerim ilerledikçe
bu hisse kapılmaya başlamıştım. Bir noktada artık Manchester United ya da Real Madrid’in beni
istemeyeceği aşikardı.
Her futbolcu emekli olduktan
sonra kulübüne gitmeden, bir role, kimliğe sahip olmadan yaşamanın ne kadar zor
olduğunu söyleyecektir. Ben de o dönemlerde kendi yolumu bulmaya çalışıyordum.
Finansal olarak sorunum olmadığı için şanslıydım. Futboldan sonra yeni bir
kariyere ihtiyacım vardı ve bunun için proaktif olmalıydım.
Futbolculuk kariyerimin son
yılında Sosyal Bilimler alanında öğrenciliğe başlamıştım. Emekli olduktan sonra
tam zamanlı öğrenci oldum. Aynı zamanda gönüllü olarak antrenörlük yapmaya ve
antrenörlük için belgelerimi almaya başladım.
Teknik direktör olma düşüncesi
iyice kafamda belirginleşmeye başladı. Zaman ilerledikçe futboldan
kazandıklarımı oyuna geri verebileceğimi düşündüm. Antrenörlük sürecinde
ilerlerken futbolcu olarak sahada yaşadığım tecrübelerimin yeterli olmadığını fark
ettim. Bir antrenör olarak kendimi denemeli ve hatalar yaparak öğrenmeliydim. Antrenörlük ve iletişim
yeteneklerimi geliştirmem gerekiyordu.
Okulumu bitirdikten sonra
öğretmenlik için belgelerimi aldım. Üniversite’de çalışmaya ve orada
antrenörlük yapmaya başladım. O yıllardaki amacım elde edebildim kadar saha
pratiği kazanmaktı.
“Kararları verecek
olanlar futbolculardır. Onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyemem. Futbol
böyle bir şey değil.”
Antrenörlük gelişimi kişinin
sahip olduğu tecrübelere dayanan oldukça bireysel bir süreçtir. Yıldız
futbolcular oyunu zaten çok üst düzeyde oynadıkları için en yüksek seviyeden antrenörlüğe başlayabilirler. Fakat benim kariyerim ve yeteneklerimde olan birisi
için kendimi diğer alanlarda da geliştirmem gerektiğini fark ettim.
Biraz önce bahsettiğim antrenörlük hatalarını gönüllü
olarak yaptığım işlerde yapmalıydım. Bu olası hataların profesyonel futbolda işimi
kaybetmeme neden olacağını biliyordum. Profesyonel arena gelişmek ve öğrenmek
için zamana ihtiyaç duyanlar için fazla acımasız olabilirdi.
İlk iki işim antrenörlük ve
futbol gelişimimi birlikte yapabileceğim üniversite sektöründeydi.
Benim için önemli bir zaman dilimi oldu. Antrene ettiğim oyuncuların çoğu
profesyonel futbol geçmişi olan isimlerdi. Futbol seviyeleri oldukça iyiydi. Bu
nedenle onların keyif aldığı aynı zamanda da onlara bir şeyler katabileceğim
metotlar geliştirmem gerekiyordu.
Üniversite alanında çalışmak bana
olimpik programın nasıl işlediğini öğrenme fırsatı sundu. Kendi olimpik kültürlerini
nasıl yarattıklarını ve atletleri nasıl geliştirdiklerini gördüm. Bu gözlemler
birkaç yıl sonra profesyonel futbolda ilk işim olan Östersunds FK takımında bana çok
fayda sağladı.
ÖSTERSUNDS FK
Yeni işime gittiğimde Östersunds
takımı İsveç’in 4. Ligine düşmüştü. Kulüp çevresinde olumsuz bir hava vardı. Negatif
düşünceler ve negatif tutumlar çoğunluktaydı.
Daha önce gördüklerimi ve
öğrendiklerimi düşündüm. Olumsuz havayı dağıtmak için neler yapılması gerektiğine
kafa yordum. Antrenör olarak işimin oyuncuların gelişimine yardım etmek olduğu
düşüncesini benimsedim. Bir şeylerin parçası olduklarını hissetmelerine
yardımcı oldum. Son olarak onlara saha içinde seçim şansı tanıdım.
Çünkü kararları verecek olanlar
futbolculardır. Onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyemem. Futbol böyle bir
şey değil. Oyuncular kendi kararlarını verebilmeli ve bu kararların
sorumluluklarını alabilmeli. Ben de işte o zaman onları desteklemek için
orada olurum.
“Eğer bir kimliğe sahip
olursanız ve organizasyonunuza getireceğiniz insanlar için belli bir
tipolojiniz varsa, oyuncu almak oldukça kolaydır.”
Ortamı oluşturduğunuz zaman işler
rayına girmiş demektir. –Oyuncuların gelişimine nasıl yardımcı olabiliriz?
Günlük rutinlerde neler yapmamız gerekiyor? Birbirimizle iletişimi nasıl
kuracağız?
Bunlar beraberinde bazı önemli
şeyleri getirir: empati, ilişkileri inşa etme, kişisel farkındalık, sorumluluk.
Nerede olursanız olun, bence eğer bir takım içinde bu saydıklarıma güçlü bir şekilde sahipseniz başarılı olabilirsiniz.
Östersund’daki ilk sezonumda daha
çok var olan oyuncu grubumuzu geliştirmek için zaman harcadık. Oyunculara
sunacak bir şeyimiz olmadığı için Güney İsveç’ten ya da kasabanın dışından
oyuncu alamayacağımızın farkındaydık. Geleneğimiz, tarihimiz ya da kültürümüz
yoktu ve finansal olarak da rekabet edecek konumda değildik.
Biz de elimizdeki oyuncu grubuyla
çalıştık ve bizi bir fırsat olarak gören oyuncuları takıma kattık. Jamie
Hopcutt ve David Accam bu şekilde takıma geldi. Bu gençler çok fazla futbol
oynama fırsatı bulamayan ve Östersund’un sunduklarına talip olan, burayı bir
fırsat olarak gören oyunculardı.
Bu süreçte kulübünüzün
değerlerini ve nasıl oynamak istediğini anlamak en önemli şeylerden birisidir.
Eğer bir kimliğe sahip olursanız
ve organizasyonunuza getireceğiniz insanlar için belli bir tipolojiniz varsa,
oyuncu almak oldukça kolaydır. Bence bu tüm organizasyonlar için geçerli bir
durum.
Başkanın nihai hedefinin İsveç’in
elit takımları arasına girmek ve Avrupa’da oynamak olduğunu biliyordum ama
oraya ilk gittiğimde bir ortam kurmaktan, bir kimlik oluşturmaktan ve ilk
yılımda üst lige çıkmaktan başka bir şey düşünemedim.
Başka şeyler hakkında ne kadar
çok konuşursanız konuşun sonuçlara bağlı olan bir iş yapıyoruz. Çok hızlı bir
şekilde sahada istenenlere adapte olmalı ve nasıl maç kazanacağınızı anlamanız
gerekiyor.
Eğer dürüst olmam gerekirse
kulüpte bir şeylerin değişeceğini fark ettiğim zaman ikinci sezonumun son
günüydü.
“Avrupa ligi tecrübesi bana
hayatım boyunca hatırlayacağım anları verdi.”
İlk yılımda bir üst lige
çıkmıştık ama takip eden sezonda hiçbir kulvarda zirvede değildik. O dönem takım hakkında çok
fazla şüphe ve olumsuz hava vardı. David Accam’ın sezon ortasında Helsinborg’a
gitmesi bizim için hiç iyi olmamıştı. David denizaşırı ülkeden gelen ve toplum
ve taraftarlar arasında pozitif bir etki oluşturan ilk oyuncuydu. Herkesi
heyecanlandırmıştı. O gittiğinde bazı
taraftarlarımızın takıma olan inancı da David ile birlikte gitti. Taraftarlar bir üst lige
çıkma şansımızı sattığımızı düşündüler.
Tekrar denemeli ve yeniden bir
inanç inşa etmeliydik.
Sezonun son günü ligin
birincisiyle deplasmanda Stockholm’de oynuyorduk. Takımla beraber 600 taraftar
başkente geldi. 1-0 kazandık ve o sezon ilk kez ligin ilk sırasına ve aynı zamanda bir üst lige yükseldik.
Kulüp için çok büyük bir olaydı.
O noktada önemli şeylerin değiştiğini düşündüm.
2016 yılında İsveç 2. Ligi’ndeki
3 sezondan sonra kulüp tarihinde ilk kez en üst lig olan Allsvenskan’a
yükseldik. Başkanın vizyonundaki bir madde sonunda gerçekleşmişti.
Sonraki yıl başkanın vizyonunu
tamamlayacaktık.
Kulüp tarihindeki ilk büyük kupa
olan İsveç kupasını kazanarak başarabileceklerimizin sınırlarını genişlettik.
Bu kupa bize sınırlarımızı daha uzaklara taşıma fırsatı sundu. Kulüp tarihinde
ilk kez Avrupa kupalarında mücadele edecekti.
“Avrupa ligi tecrübesi bana hayatım
boyunca hatırlayacağım anıları verdi. O dönemi düşününce, takımımın cesaretli ve karakterli oyununu
izliyordum. Takımımın sahada ne yapması gerektiğini tam olarak anlayıp
uygulamasına şahit oluyordum.
Bu süreç bana eğer her birinizin
inandığı gerçek bir kimliğe sahip olursanız nelerin mümkün olduğunu gösterdi.
Yapmaya çalıştığınız şeyde kendinize güvenmenin önemini gösterdi.
Kendi yolunuzu
bulduğunuzda neler olabileceğini gösterdi.
Bu yazı The Coaches' Voice sitesinden çevrilmiştir.
Yazının orijinali:
https://www.coachesvoice.com/afc-swansea-graham-potter/?utm_campaign=Graham%20Potter%20Finding%20the%20way&utm_medium=Social%20organic%20post&utm_source=Twitter&utm_content=&utm_term=