United’ın Yeniden İnşası, Dünyanın Fethedilişi ve Pele’yi Alt
Etmek- Karşınızda Jimmy Murphy’nin İnanılmaz Hikâyesi
“Manchester
United’ın dirilişinde başrol oynayan Jimmy Murphy, hiçbir zaman hak ettiği
şekilde ödüllendirilmedi. Busby’nin gölgesinde yaşamak onun alın yazısı olsa da ve hatta bazı yenilikçi tarihçiler tarafından unutulsa da hiç şüphe yok ki Sir Matt ve
kulüp ona çok şey borçluydu.” -Micheal Parkinson
“Hayatımda futbol adına ne başardıysam hepsini bir adama ve yalnızca ona
borçluyum: Jimmy Murphy.” -Sir Bobby Charlton
Jimmy Murphy |
Jimmy Murphy, Galli bir futbol
efsanesi. Aslında Murphy’nin kariyeri kendi içinde de futbolun muhteşem
hikâyelerinden birisiydi. Murphy, Man United’da kazandığı büyük saygı
neticesinde Old Trafford müzesinde bir anıtla ölümsüzleştirildi. Hatta
kulübün her yıl yılın en iyi genç oyuncusuna verdiği ödülün ismi Duncan
Edwards, Bobby Charlton gibi gençleri yetiştirme başarısına bir övgü olarak
“Jimmy Murphy Yılın En İyi Genç Oyuncusu Ödülü” olarak belirlendi. Bu bloga da ismini veren Galli Hoca Murphy, Matt Busby’e ve gezegendeki en iyi kulüplerden birisine de ilham kaynağı
olmuştu. Murphy bu diyarlardan göç edeli çok oldu ve onu izleme şansım olmadı
fakat ben kendisini tüm zamanların en iyi Galli şahsiyetlerinden biri, belki de
en iyisi olarak görüyorum. Kimilerine göre Murphy tarihin arka sayfalarında
kalmış olabilir ama hikayenin aslı şöyle; aslında futbol tarihinin en iyi
antrenörlerinden biri olmak için Murphy’nin elinde birçok şans vardı ama o
bunu istemedi.
Rhondda Vadisi, Ton Pentre
kasabası Galler futbolunun en iyisini yetiştirdiği konusunda hak iddia
edebilir. James Patrick Murphy 10 Ağustos 1910 tarihinde Galli bir anne ve
İrlandalı bir babadan dünyaya geldi. Yetiştiği sokak olan Treharne Sokağı
şimdilerde onun anısına Murphy ismiyle anılıyor. Futbol, genç yaşlardan
itibaren Rhonnda Vadisinde birçok genç takımda oynayan Murphy’nin hayatı olmuştu. Fakat
Murphy’nin müziğe de yeteneği vardı Treorchy Kilisesinde küçük bir
çocukken org çalarak müziğe olan
kabiliyetini de göstermişti. Ailesi bir öğretmen olmasını umuyordu. Murphy’nin
futbol hünerleri Galler çocuk takımına seçilmesi için yeterliydi ve bu seçim
futbol kariyeri için bir katalizör etkisi yaptı. Sonrasında Murphy West Brom ile
sözleşme imzalayarak Güney Galler Vadilerinden Kara Ülkeye geçiş yaptı.
Murphy 17 yaşındayken kulübün
birinci lige yükseldiği ve 1931’de Fa Cup’ı kazandığı kadroya dahil olmak üzere
1928’de West Brom’a geçti. İlk maçını 1930 yılının Mart ayında 1-0
kaybettikleri Blackpool deplasmanında oynadı. Fa Cup Zaferi ve 1. Lig'e yükselme
başarısı sırasında A takımda kendine yer bulamadı. Ardından 1. Lig'e yükselen
takımda kanat forvet mevkisinde ilk tercih oldu ve benimsediği bu pozisyonda
kariyerine devam etti. West Brom adına 200 maça çıkarak Baggielerin birinci
ligde kalıcı olmasına yardımcı oldu. 1935’te kulübün bir başka Fa Cup finaline
çıkmasını sağladı fakat finalde Sheffield Wednesday’e boyun eğmekten kurtulamadılar.
West Brom için güvenilir bir oyuncu olmasıyla beraber Galler Milli Takımı'nda
forma giyen en genç oyuncu olma şerefine de erişmişti. Galli futbol tarihçisi
Ceri Stennet’e göre “takımın kilit oyuncusuydu”. Murphy’nin milli takım yılları
Galler’in birçok ulusal kupa kazandığı altın çağlar olarak nitelenen 1930’lu
yıllarla denk geliyor. Murphy, Swindon’a geçene kadar 1939 yılında kadar
West Bromwich Albion forması giydi.
Swindon yılları ise 2. Dünya Savaşının çıkması ve
profesyonel futbola ara verilmesi nedeniyle kısa sürdü. Ordu, Murphy’i göreve
çağırdı ve futbol kariyeri sekteye uğradı fakat negatif gibi gözüken bu
askerlik yılları onun teknik direktörlük yanını oluşturan en önemli etken
olacaktı.
Kuzey Afrika’da kraliyet atlı
topçu birliğinde 4 yıl çöl faresi olarak görev yaptıktan sonra Murphy 1945’te
Bari’de Asteğmen eğitmeni olarak görevlendirildi. Bari’deyken Ordu futbol
takımı koçu tarafından takıma motivasyon konuşması yapmak üzere seçildi. Murphy
olayı pek hatırlamadığını söylüyor ama o gün bu konuşmayı dinleyen koç olayı
çok iyi hatırlıyor ve bu koç Matt Busby’den başkası değil. Aslında bu onların
ilk karşılaşması da değil 1933’te Ninian Park’ta Galler ve İskoçya Milli maçında
bu iki kadim dost daha önceden de karşılaşmıştı.
Jimmy Murphy, Matt Busby |
İkinci Dünya Savaşını takiben
hala şövalyelik unvanı kazanması için çok şey başarması gereken Matt Busby
menajer olarak 1945’te Manchester United’a katıldı. Busby’nin Old Trafford
kadrosuna yaptığı en önemli transferi Jimmy Murphy’nin takıma antrenör
olarak katılmasıydı. (Busby onu Bari zamanlarında yaptığı harika motivasyon
konuşmasını hatırlayarak transfer ettiğini söyler.) Murphy geldiğinde Old
Trafford bombalanmış ve parçalanmış bir şekilde harap haldeydi hatta o dönem
United maçlarını ezeli rakibi Manchester City’nin sahası Maine Road’da
oynamaktaydı. Murphy bu enkazdan Busby ile birlikte günümüzde bile hatırlanıp
saygı ile yad edilen iki efsane takım çıkarttı. Murphy 1955’e kadar kulüpte
antrenör olarak kaldı daha sonra asistan menajer olarak görevine devam etti.
Asistan menajer olana kadar da genç takımları çalıştırırken ve yeni yetenekleri
keşfederken takımın ruhunu oluşturan yapının en mühim parçasıydı. Özellikle
genç takımlardan bulup çıkardığı Duncan Edwards ve Bobby Charlton’ın A takımdaki
inanılmaz performansları Galli antrenör için bitmez bir kredi oldu. Tıpkı 20
yıl sonra Clough ve Taylor’ın Nottingham’da ve Derby’de yaptığı gibi Busby, Clough tarzında kanlı canlı bir yıldırım gibi gözler önünde yer alıyordu . Murphy
ise Taylor’a benziyordu özenle sebat ederek arka planda spot ışıklarına
yakalanmadan çalışıyordu. Clough’un dediği gibi “Ben vitrin camıyım Taylor ise
içerideki mallar”. Bobby Charlton da Galli için “harika bir öğretmendi fakat
yönetmek istemedi” demişti.
Jimmy Murphy |
Murphy İngiltere’de ham
yetenekleri süperstarlara dönüştürürken bir yandan da Galler Milli Takımı’nı
yönetiyordu. Murphy 1956 yılında bu görevi üstlendiğinde Galler futbolunun
altın çağları da başlamış oluyordu. Galli hoca Milli Takım'da İsveç’te düzenlenen
Dünya Kupası’na katılma becerisi göstererek tarih yazmıştı. Galler’in Dünya
Kupası’na gidiş yolu futbol tarihinde belki de diğerleri arasında en
alışılmışın dışında olanıydı. Murphy’nin Charles kardeşler (John ve Mel),
Allchurch kardeşler ( Ivor ve Len) ve ikon Cliff Jones’tan oluşan Galler takımı
elemeleri dönemin güçlü ekiplerinden Çekoslavakya’nın gerisinde bitirerek grupta
ikinci oldu. Fakat Asya/Afrika elemelerinde Endonezya, Mısır, Sudan ve
İsrail’den oluşan grupta kimse İsrail’le oynamak istemedi bu nedenle İsrail
grubu maç oynamadan lider tamamladı ve Finallere gitmeye hak kazandı. FİFA ise
İsrail’in maç oynamadan Dünya Kupası’nda oynamasına müsaade etmedi bu nedenle
gruplarını ikinci bitiren takımlar arasında bir kura çekildi. Kurada Belçika
çıktı ama Belçika da İsrail’le oynamayı reddetti. Galler kurada çıkan ve maçı
oynamayı kabul eden diğer takımdı. Galler İsrail’i kendi evinde ve deplasmanda
2-0 yenerek İsveç’e gitme başarısını gösterdi. Yıldız oyuncu John Charles
otobiyogrofisinde Dünya Kupası’na gitmeleri ile ilgili şöyle diyor;
“Sadece kendim için değil yıkıma uğramış Manchester United’ı tekrar
ayağa kaldırmak için her şeyini ortaya koyan Jimmy Murphy için de çok
sevinmiştim”
Galler grup aşamasında güçlü
Meksika ve Macaristan’ın önünde ev sahibi İsveç’in arkasında grubu ikinci
bitirerek turnuvaya iyi bir başlangıç yaptı. Çeyrek finalde turnuvayı kazanacak
olan Brezilya’ya kazanabilecekleri bir maçta kaybederek elendiler. Bu çekişmeli
karşılaşmada maçın tek golünü ilk kez milli takımda gol atacak olan 17
yaşında bir çocuk atıyordu ve bu genç star tahmin edebileceğiniz gibi Pele’den
başkası değildi. Charles bu maçta oynamamıştı, bu golden sonra Murphy’nin
kendisine dönerek her şeyin bittiğini söylediğini ifade eder. Aslında harika
olan şey ise tüm takımın turnuvayı kazanabileceğini düşünüyor olmasıydı, takım
yetenekliydi ve Galler tarihinin en iyi menajeri tarafından yönetiliyordu diye
ekler.
Galler’in 1958’de İsrail’le
Ninian Park’ta oynadığı maç futbol tarihindeki en trajik olaylardan birisinin
başlangıcıdır. Bu trajedi Murphy’nin hayatını tamimiyle değiştirecektir. Daha
önceden bahsedildiği gibi Galler Cardiff’te İsrail’i 2-0 yenmişti ve Murphy
takımını Dünya Kupası’na götürüp Dünya’daki büyük takımlara karşı meydan okumak
için sabırsızlanıyordu. Tek sorun ikinci maçın Manchester United’ın Belgrad’da
Kızılyıldız ile oynayacağı Avrupa Kupası maçı ile kesişiyor olmasıydı. Galli
hocanın yokluğunda Murphy’nin iyi arkadaşı ve United antrenörü Bert Whalley
Busby’nin yanında yerini aldı. Henüz hiçbir Britanya takımı Avrupa Kupası
kazanamamıştı ve “Busby Babes” bu başarı için Murphy’nin gözetiminde en büyük
adaydı. Busby Belgrad yolculuğu öncesinde Murphy’e “ülken için yapman gereken bir iş var” demişti. Galler v İsrail
maçının ardından zafer sarhoşu Murphy ertesi gün Manchester’a döndü. Görev
tamamlanmıştı ve şimdi United görevi başlamıştı. Fakat Jimmy bu görevin
Manchester United tarihinde hiçbir adamın üstlenmediği dünyanın en zor görevi
olduğunu hiç aklından geçirmemişti.
Bobby Charlton Avrupa Kupasını Kaldırırken |
Murphy 6 Şubat Perşembe 1958’de
Manchester’a gelmişti. Dünya Kupası hayalleriyle kendisine bir scotch doldurdu ki bunu fazlasıyla hak etmişti sonra Busby’nin sekreteri Alma George odaya girdi
ve kazayla ilgili bir şeyler söyledi. Murphy hiçbir şey anlamadı. Murphy o
dakikaları şöyle anlatıyor.
“ Uzun yorucu bir yolculuktan
sonra kendime bir Scotch doldurdum. Matt’in sekreteri Alma odaya geldi ve
kazadan bahsetti. Hiçbir şey anlamadım. Sadece Alma’ya bir sherry doldurdum ve
Scotch’umu içmeye devam ettim. Alma bana “neler olduğunu anlamıyorsun uçak
düştü, bir sürü insan öldü” dedi. Haklıydı. Anlamamıştım. Bana üç kez daha
söyledi ve ağlamaya başladı. Birkaç dakika geçtikten sonra Alma’nın sözleri
bana tesir etmeye başladı. Ofisime gittim ve ben de ağlamaya başladım”
Alma’nın bahsettiği kaza 1958’de
23 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Münih felaketiydi. Ölenler
gazeteciler, uçak kabin ekibi, takımla birlikte Belgrad’a giden bir seyirci ve
hepsi Murphy’nin iş arkadaşları ve yakın dostları olan Manchester United
oyuncuları ve çalışanlarıydı. Murphy Manchester’da onun için anlaması tamamen imkânsız
olan bu durumu idrak etmeye çalışıyordu. Murphy perişan haldeki çok sevdiği
takımını daha doğru bir ifadeyle dostlarını ziyaret etmek üzere hemen Münih’e
uçtu. Rechts de Isar Hastahanesinde ölümün eşiğinde olan Matt Busby ile
görüştü. Patron Jimmy’e sadece “Bayrağımızı dalgalandırmaya devam et” dedi.
Jimmy de tam olarak bunu yaptı. Yaptığı şey olağandışıydı. Jimmy Murphy "Muhteşem İskoç" Busby olmadan tek başına dağılan Manchester United’ı yeniden
inşa etmeye koyuldu. Kulübün içinde olduğu duygusal karmaşaya rağmen Jimmy
işine devam etti. Yıllar sonra Jimmy Murphy’nin oğlu bu konuyla ilgili şöyle
demiştir:
“Oynanması gereken maçlar vardı ve o bunların oynanmasını sağladı. O bu
ateşten gömleği giyme cesaretini gösterdi ve sonrasında tarih bizlere onun ne
büyük karakter sahibi bir adam olduğunu gösterdi.”
Şüphesiz Murphy felaketten en çok
etkilenen kişiydi, ama belki de birçok kişiden daha fazla metanetli kalabildi
çünkü kulübün yüzü oydu ve güçlü görünmesi gerekiyordu. Bunu kulüp için
yapmıştı. Ama onun da kendini tutamadığı anlar olmuştu Bobby Charlton
biyografisinde şöyle diyor:
“Bir gün onu hastanenin arka koridorunda görmüştüm, orada delicesine
sevdiği ve öz çocukları gibi gördüğü birbirinden yetenekli genç oyuncular için
acılar içinde tüm kalbini boşaltarak hıçkıra hıçkıra ağlıyordu”
Belki de Murphy’i en çok
etkileyen olay, kaza sırasında Matt Busby’nin yanında yani Murpy’nin olması
gereken yerde oturan çok iyi arkadaşı Bert Whalley’nin ölümüydü. Murphy her bir
cenazeye katılmak için inanılmaz bir efor sarf etti. Aynı saatte olanlar hariç
bütün cenazelere katıldı.
Bununla birlikte, Murphy Manchester’da
işe koyuldu ve yeni gelecek staff ve oyuncular üzerinde çalışmaya başladı. Bunu
yaparken elindeki kısıtlı tüm imkânları kullanmıştı. Belki de futbol tarihinin
en dokunaklı anlarından birisinde, Murphy felaketten sadece 13 gün sonra tıklım
tıklım dolu Old Trafford’da Sheffield United karşısına yepyeni bir takım
çıkarmayı başarmıştı. Spekülasyonlara göre United “Münih”ten sonra ligden
çekilebilirdi fakat kulüp olağanüstü bir reaksiyon gösterdi. Geçici United
takımı fevkalede bir şekilde Wednesday’i 3-0 yenmeyi başardı. Takım ligde kalan
14 maçın sadece birini kazanabildi ve ligi 9. Sırada tamamladı. Ligdeki kötü
gidişata rağmen Murphy takıma ilham vererek Wembley’de Fa Cup finalinde
Bolton’ın karşısına çıkmayı başardı. Bu maçta felaketten 3 ay sonra Busby de
koltuk değnekleriyle birlikte tribündeki yerini almıştı. United’ı finale kadar
getiren büyüye rağmen ünlü santrafor Nat Lofthouse’un iki golüyle Bolton maçı
kazandı. Kulüp Old Trafford’ta AC Milan’ı mağlup ederek Avrupa Kupası'nda bile
ilerlemeye devam etti. Fakat toplam skorda geride kalarak yarı finalde
turnuvaya veda etmek durumunda kaldı. Kulübü sarmalamış olan trajik şartlar
altında ligi orta sıralarda bitirmek ve Fa Cup Finali Manchester United için
inanılmaz bir başarıydı.
Jimmy Murphy, Bobby Charlton, Matt Busby |
Matt Busby United’a geri döndü. Murphy’nin kararlılığı ve çalışma azmiyle küllerinden doğan takımı yeniden inşa
etme işine birlikte devam ettiler. Murphy Busby’nin yanında çalışmaya devam
etti ve (tartışmaya açık olmakla birlikte) 1958’de kazada kaybedilen takımdan
daha iyi bir takım oluşturdular. 1968’de kazadan tam 10 yıl sonra Manchester
United Wembley’de Avrupa Kupası’nı kaldırma başarısını gösterdi. Bu final on
yıl boyunca yaşanan onca zorluktan sonra United taraftarları, Murphy ve Busby
için yüksek derecede duygusal bir andı. Manchester bu duygusal geceyi mutlu bir
sonla bitirerek Eusebio’lu Benfica’yı uzatma dakikalarında yendi ve tarihindeki
ilk Avrupa Kupası’nı kazandı. Finale kalan United kadrosunda o dönem daha sonra
efsaneler arasına girecek olan George Best, Brian Kidd, Nobby Stiles, Pat
Crerand gibi isimler bulunuyordu.
“Hayatımda futbol adına
ne başardıysam hepsini bir adama ve yalnızca ona borçluyum- Jimmy Murphy.” Muhtemelen
Jimmy Murphy İngiltere’nin 1966 Dünya Kupası’nı kazanmasında insanların
düşündüklerinden daha fazla etkiye sahipti.
Murphy, 1971 yılına kadar
Busby’nin asistanı olarak çalıştı. Sonrasında ise basit bir emeklilik Murpy’e
göre değildi o da gözlemci olarak Tom Docherty’nin himayesinde United’da resmi
olmayan biçimde çalışmaya devam etti. Jimmy’nin oğlunun söylediklerine göre
Murphy emeklilik yıllarında dahi kulübe gidip gözlemcilerle ve antrenörlerle
konuşmaya devam etti. Çok sevdiği kulübünden kopmak onun için hiç de kolay
değildi.
Birçok insan Matt Busby spot
ışıklarının altında dururken Jimmy Murphy’nin çok arka planda kaldığını
düşünüyor olabilir fakat arka koltukta oturmak ve medya ilgisinden uzak durmak
kesinlikle Murphy’nin kendi tercihiydi. Murphy farklı bir antrenörlük
kariyerine sahip olmak isteseydi anlattığımız hikâye çok farklı olabilirdi.
Bugün burada tüm dünyanın yakından tanıdığı bir menajerden bahsediyor olabilirdik.
O dönemde Galler’de ve United’da yaptığı başarılı işlerin fark edilmemesi
mümkün değildi. Arsenal Jimmy’i teknik direktör olarak kadrosuna katmak
istemişti. Enteresan biçimde Juventus da Galli Hocayı takımın başında
görmek istiyordu. Bahsettiğimiz Juventus öyle her hangi bir Juventus da değildi. Tarihin en güçlü Juventus’larından birisiydi. 1958-1961 sezonları arasında 3
Scudetto kazanmışlardı ve takımda “Büyülü Üçlü” diye nitelenen Omar
Sivori, Giampiero Boniperti ve kulüp tarafından en iyi yabancı oyuncu seçilen
Galli efsane John Charles bulunuyordu. Aslında Charles İtalyan ekibinin Murphy
ile ilgilenmesinde önemli rol oynamıştı. Juventus yönetimi John ve Jimmy
arasındaki bağı fark etmişti ve bu bağdan faydalanmak istemişti. Murphy’nin en
belirleyici özelliği ise onun Busby ve United’a olan saf ve çok güçlü
sadakatiydi. İddialara göre Murphy savaştan sonra kendisine iş veren Busby’i
bırakmak istemiyordu.( Charles’ın iddiasına göre ise bir konuşmalarında Murphy
kendisine Arsenal ilgisine kayıtsız kalmadığını belirtmişti.)
Murphy'nin Dünya Kupası'na giden Galler Milli Takımı |
Bir başka ilginç iş teklifi ise
Güney Amerika’dan gelmişti. 1958 Dünya Kupası’nda çeyrek finalde elendikleri
Brezilya takımı yöneticileri Jimmy Murphy’e turnuvadan sonra teklif
götürmüşlerdi. Murphy bu teklifi de geri çevirdi. Dünya Şampiyonunu ve tarihin
en iyi oyuncu gruplarından birini çalıştırma şansını elde etmişti Murphy Nilton
Santos, Didi, Zagallo ve Garrincha ve Pele gibi oyuncularla
beraber çalışabilirdi fakat o Manchester’da kalmayı tercih etti. Zira Brezilya'nın
da 1962 ve 1970 Dünya Kupalarını kazandıktan sonra Murphy’i pek özlemle andığı
söylenemez.
Aslında Murphy’nin bu harika ve bir
o kadar da trajik hikâyesinin pek fazla medyada yer almaması ve saygı duyulacak
şekilde duyurulmaması çok üzücü bir durum. Ailesi de son yıllarda bu
ilgisizlikten biraz yakınmıştı. Ama belki de Murphy’nin de istediği tam olarak
buydu o her zaman sahne ışıklarının önünde çok sevdiği patronu Sir Busby’nin
olmasını istemişti. Aslında bu durumu en güzel özetleyen isim Old Trafforddaki
Münih hatıra odasında Murphy’nin büstünün açılışında yaptığı konuşmayla yine
Murphy’nin oğlu oldu. Murphy Jnr:
“Eğer babam yaşıyor olsaydı bugün buraya gelmezdi. Gelirken onu buraya
yakın bir pubda bırakır ve giderken onu yine oradan alırdım”
Murphy 79 yaşında Kasım 1989’da
vefat etti. Ölümüne kadar işini yapmaya devam etti. Onun onuruna kulübün yılın
genç oyuncusu ödülü “Jimmy Murphy Yılın Genç Oyuncusu Ödülü” olarak anılmaya
başlandı. 2011 yılında BBC tarafından yapılan
“The United” isimli sinema filminde Bobby Charlton ve Jimmy Murphy hikâyenin
baş aktörleri olarak konumlandırıldı. Murphy’yi kendisine pek benzemese de
Doctor Who karakteriyle tanınan yıldız oyuncu David Tennant harika bir
performansla canlandırdı.
Tahmin edildiği gibi Münih
kazasından sonra eğer Jimmy Murphy olmasaydı bugün bildiğimiz meşhur Manchester
United da olmazdı. United’daki harika kariyerinin yanında Jimmy hala Galler’i
Dünya Kupası’na götürebilen tek menajer olarak tarihteki yerini aldı. Eğer
çeyrek finalde şansları biraz yanlarında olsaydı neler olacağını kim tahmin edebilirdi
ki ?
(Okuduğunuz yazı "lostboyos" adlı blogdan çevrilmiştir.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder