twitter

16 Eylül 2015 Çarşamba

Hamza Hamzaoğlu ile Alternatif Basın Toplantısı


Galatasaray bir Şampiyonlar Ligi serüvenine daha hüsranla başladı zaten en son CSKA Moskova’yı Arif ve Sarr’ın golleriyle yendiğimizde galibiyetle başlamıştık sanırım. Son yılların en formda ekiplerinden Atletico’ya kaybetmek tabii ki rezalet falan değil fakat kaybediliş şekli istifa sebebidir. İstikrara inanan biri olarak uzun süreli yönetim sergileyecek hocanın kendisine verilen krediyi hak edecek işler yapmasını beklemek en doğal hakkımız.

Maç sonu basın toplantısında basın mensupları dostane ilişkilerinden olsa gerek Hocaya gerekli soruları soramadılar. En büyük reaksiyonu bugüne kadar taktik işlerine hiç girmemiş Muslera verdi. Artık bu saçmalığa o bile dayanamadı.

Sevgili Hamza Hoca;
  •           Madem ki kafanda Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu var (müzede olmayan tek kupa) koca yaz transfer sezonunda başkanına benim santrafora ihtiyacım var Burak hırslı kalburüstü fakat tekdüze bir forvet, Umut yetersizin önde gideni, Sinan Gümüş ise açılmamış kutu ne oynatacağıma bile karar vermedim bana kaliteli bir santrafor alın neden demedin? Yoksa sen istedin de Selçuk ve Burak istemediler mi?
  •            Sol bekte Telles’in gideceği yaz başından beri konuşuluyor. Kendin dahil kimsenin izlemediği Muslera’yı beğenmeyen scoutlarına güvenip sadece Carole’e nasıl bel bağladın? Geçen sezon bir maç dahi top oynamayan kanki kontenjanından kadroda Olcan mı gizli silahındı yoksa ön libero oynattığın emekli Hakan Balta mı?
  •            Melo gemileri yaktı gideceğim diyordu. Koca yaz yerine Melo kalsa dahi yedeği olacak bir adam almadın. Orta sahaya alınan isimler Bilal, Jose ve Jem Selçuk tarzı pasör topçular. Melo’nun boşluğunu nitel olarak doldurmanı zaten beklemedik ama nicel olarak dahi bir adam almadın. Atletico maçında Balta’yı ön libero oynattın o zaman Bilal’i taleben, Jem’i yönetimdeki bazı ağır toplar istedi Jose’yi de menajer kucağına bıraktı diye aldın. Sen hoca olarak niye insiyatif almadın.
  •              Çok sevdiğin Sabri’ye alternatif dahi almadın ikinci yarı kurtarıcı diye stoper Denayer’i sağ beke çektin. Belli ki sen aldığın adamların isimlerini ilk kez bizle beraber duydun. Ama Atletico gibi taktik disiplinli bir takım olmak için zaman istedin. Önce alınan oyuncuları kendin iste ve ahbap ilişkileri değil liyakate göre al sonra zaman da sevgi de saygı da kazanırsın.
  •         Ligde oynamayan Emre Çolak mevzusuna girmeye gerek yok bir arpa yol kat edemeyen vizyonu dar klasik apaçi topçu Sercan’la Bursa’da gece hayatı daha çok ilgisini çekiyordur muhtemelen.
  •                  Yerli kategorin sadece Trabzon çetesi mi? Yasin gurbetçi diye mi yedek oturuyor. Şampiyon yapan kadroyu koruyalım derken Yasin’i istisna mı bırakıyorsun? Oyun görüşü zayıf ve beklenilen kalitede olmasa da takımı ileri taşıyan tek oyuncu o.



Galatasaray taraftarı Astana’yı yenip 3.lük mücadelesi verecek takım istemiyor. İki-üç sene önce 2.tur çeyrek final görmüş takımını yarı finalde görmek istiyor. Galatasaray’ın vizyonu Şampiyonlar Ligidir. Maddi konulara bahane değil bu yaz harcanan aynı miktar parayla eksik bölgelere gerekli tarza sahip oyuncular alınabilirdi. Scout’un işi Podolski’yi getirmek değil pivot santrafor ihtiyacını gidip Bosna’dan Zeljeznicar’ın kapısını çalarak Dzeko’yu getirerek çözmek. 

Mesele ne Hamza ne Dursun ne Burak mesele Galatasaray’daki çarpık düzen milyonluk camiayı sporla ilgisi olmayan para babası adamların yönetmesi. Ve bu yönetenlere karakter sahibi diye sevip saydığımız hocanın bir başkaldırış gösteremeyişi. Oyuncuların yönetimin saçmalıklarını aman neşemiz bozulmasın diyen dizi karakteri gibi davranması. Allah aşkına koskoca Galatasaray’ın 9 numarası top kontrol edemeyen top süremeyen Umut Bulut olur mu yahu_?

4 Eylül 2015 Cuma

2015/2016 Model Galatasaray


Galatasaray 2014/2015 sezonuna Prandelli yönetiminde kötü başlayıp Hamza Hamzaoğlu ile süper bir bitiriş yaptı ve sezonu 3 kupayla noktaladı. Kazanılan başarılarda Hoca’nın Kaptan’ın Golcü’sünün rolü, emeği herkesin malumu. Bu yazıyı okuma zahmetinde bulunanları zaten bildikleri şeylerle yormaya niyetim yok.

Benim değinmek istediğim konu Galatasaray takımının kronikleşmiş bir zafiyeti. Sarı kırmızılılar başarının ardından takımı geliştirecek hamleleri yapmak yerine sürekli olarak statükocu bir anlayışla sahip olduklarımız yeterli onları koruyalım diyor. Kazanılan kupalara gelişmemeye bahane olarak gösteriliyor. Kaliteli oyuncular daha iyilerinin alınmaması için sebep olarak kullanılıyor. Oysa ki kuruluş amacı yabancı takımları yenmek olan Galatasaray’ın henüz kazanamadığı tek kupa olan Şampiyonlar Ligi vizyonuna sahip bir taraftar yönetim kalitesizliğinin farkında, ne verilen samimiyetsiz demeçleri ne de transfer vaatlerini yemiyor.

Hamza Hoca’nın emeğinin hakkını vermek oyuncuların ortaya koydukları mücadeleyi alkışlamak tabii ki elzemdir. Taraftar da bunu sezon sonu yaptığı koreografilerle gösterdiği sevgiyle yaptı zaten. Fakat Galatasaray’da kazanılan bir şampiyonluğun kredisi 10 yıl değildir. Sen Şampiyonluk kazanan kadroyu bir önceki sezondan daha kötü hale getirirsen zor günlerde arkanda duran taraftar takımın menfaati için karşına geçer. Kadronun nitelik yönünü bir kenara bıraktım nicelik olarak dahi geliştirilememesi Kupa canavarı Hoca’nın eleştirilmesinde baş etkenlerden biridir. Yönetimi korumak için verdiği demeçler de üstüne tuz ile biber olmuştur.

Transfer Sezonu Açılıyor

Zamanı geri alıp transfer sezonunun başına gidersek Hamza Hoca’nın transfer listesinde tam da aranılan isimler Gignac ve Andre Ayew’in olduğunu hatırlıyoruz.İlk kez takımın eksikleri görülmüş yeni yapılanma erken ve doğru adımlarla ilerleyecek derken Gignac Meksika ekibi Tigres’e Ayew de Swansea’ye kaptırıldı. Aralarındaki sorun beni zerre ilgilendirmiyor tabii ki.  An itibariyle bedavaya alınamayan Gignac Tigres’i Libertadores kupasında finale taşırken Ayew de Premier Lig’in en iyi transfer hamlelerinden biri olarak lanse ediliyor. Ayew yerine Dortmund’da futbolculuğundan çok taraftarlığıyla ön planda olan Grosskreutz son saniyede transfer edildi. (Sağ bek ön libero falan diyenlere arada Bundesliga maçı izlemelerini tavsiye ediyorum) Gignac yerine ise kimse alınmadı hatta Sercan da yollandı (ki yollansın zaten). Santrafor olarak Burak ve Umut’tan başka kimse kalmadı.
Hamza Hoca Mario Gomez tam aradığımız oyuncu ama çok pahalı derken Beşiktaş o ara Gomez’in transferini bitirdi ve Hamza Bey’i yalancı çıkardı. Gomez aradığı oyuncu ise Umut ve Burak’la sezona devam etmek nasıl bir mantıktır? Pivot santrafor nitelikli bir oyuncunun olmadığı aşikar Hoca’nın kendini savunurken kullandığı tutturmuşlar bir İbrahimovic söz tamamen saçmalıktır. Aklı başında Galatasaray taraftarı meselenin İbra değil önde top tutacak Podolski’ye Sneijder’e servis yapacak orta sınıf da olsa bir pivot santrafor ihtiyacının farkında olmasıdır. Umut’un son dönemde sağ kanatta Yasin yerine denenmesi de faciadır.

Orta Saha’nın Karakteri Değişiyor

İleri uçtan geriye doğru gelirsek Podolski isim olarak çok büyük ama oyun olarak Köln ve Milli Takım dışında ortaya pek de efsanevi bir şey koyamamış bir oyuncu. Kariyerinin düşüşte olduğuna hem fikirizdir sanırım. Yine de maliyet, kalite ve popülarite ekseninde transferin mantıklı olduğunu belirtmek gerekir. Fakat Poldi’nin etkili olduğu dönemlerde duvar olabilen santraforlarla oynadığını unutmamak lazım. Birileri indirecek ki Poldi vurabilsin.

Sneijder’in takımda kalması en büyük transferdir. Sağ kanatta Yasin ve Grosskreutz yeterli gözüküyor ama orada Umut’u kullanmak iş bilmemektir. Orta Saha’da kendi deyimiyle “Trabzon Mafyası” nın lideri Selçuk İnan geldiği günden itibaren takımı bir üst seviyeye çıkardı ve takımda kaptan olarak kalmaya devam edecek. Onun başarısında en büyük rol oynayan taraftarın bir kısmının sevgilisi Melo’nun İnter’e gitmesi ise Cimbomun Şampiyonluk şansını yüzde 30 oranında düşürdü. Yeine alınan Bilal, Jose Rguez ve Jem Karacan’ın üçünün de Melo’a değil Selçuk’ alternatif oyuncular olması Galatasaray’ın yeni bir tarza geçiş yapacağını gösteriyor. Mourinho’nun Matic ve Fabregas modelinden City’nin defansif yönü daha az olan Yaya ve Fernandinho’lu ikiliye geçiş yapmak gerekecek. Orta saha merkezde Akhisar’daki Merter tarzında bir oyuncusu an itibariyle yok Hoca’nın. Orta alandaki defansif yük Selçuk ve partneri arasında paylaşılacak bu da Selçuk’u kötü etkileyebilir.

Sağ bek rotasyonunda Maxi Perreira’dan Daha İyi Sabri ve Asisti Olmayan Adam Tarık Çamdal olacak.  3 kulvarda ne kadar yeterli olacaklar göreceğiz. Sol bekte ise Carole ve Telles yeterli gözüküyordu fakat Telles’in İnter’e gidişiyle Balta eski pozisyonuna daha çok zaman ayırmak durumunda. Stoperler Chedjou, Semih, Koray ve City’den kiralık Denayer olacak.  

Muslera sezona formsuz başlasa da tartışmasız taraflı tarafsız en çok takdir edilen ve sevilen isim. Yaz boyunca konuşulan ise yedek kaleci sorunsalı oldu. Eray’ın yetersizliği malum.. Beşiktaş’tan gelen Cenk Gönen ise maliyet performans oranında doğru isim mi tartışılır.

Oyun Tarzı

Şampiyonlar Ligi’nde harika bir kura çeken Sarı kırmızılı ekip Astana önünde üçüncülüğü garanti altına almış gözüküyor. Benfica ve Atletico’dan birisini geçebilmesi ise bu sezonki performansına bağlı. Mancini’nin yaptığı gibi bir Juventus mucizesi de Hamza Hoca gerçekleştirebilecek mi göreceğiz.

West Ham teklifi geri çevrildikten sonra Burak santraforda tek müspet alternatif. Burak’ın kanat orjinli bir oyuncu olması onu topu ilerde tutma ve kanat forvetlere servis yapma konusunda biraz geride bırakıyor. Atletico ve Anadolu takımları gibi sağlam kapanma arzusundaki takımları açmak için ne kadar yeterli olabilecek zaman gösterecek. Burak gol atsa da takımın pas oyununa katkı konusunda sıkıntıları olduğu gerçek o da Drogba ile oynarken daha iyi hissettiğini belirtmişti. 
Selçuk ve yanında oynayacak isim Galatasaray için kilit olacak. Hoca Bilal ile Jose arasında bir seçim yapacak gibi duruyor. İkisi de pas oyununu iyi oynayan isimler burada Hamza Hoca’nın Burak’ın sevdiği öne atılan ara toplar ve hızlı kanat bindirmeleriyle direk bir oyun mu seçeceği yoksa Selçuk ve Jose(Bilal)’in sevdiği kontrollü pas oyununu mu tercih edeceği merak konusu.

Oyuncu Tercihleri

Öncelikle Podolski’nin sol kanat forvet olduğunu anlamak gerekiyor. Koyarsanız her oyuncu her mevkide oynar Ertuğrul Sağlam da stoper oynamıştı. Fakat Podolski yaşı itibariyle artık salt bir sol kanat oyuncusudur ne santrafor ne da 10 numara pozisyonunda faydalı olamayacağı kanaatindeyim. Yasin’in sağ ya da sol kanatta ilk tercih olmaması için teknik olarak bir sebep göremiyorum şu anki formuyla hem Podolski hem de Grosskreutz’dan önde. Umut’u saymıyorum bile. Geçen sene şampiyonluğu getiren oyuncularımızı koruyalım diyen Hamza Hoca konu Yasin olunca pek de korumacı değil. Burak istemiyor diye santrafor alınmadığını herkes biliyor. Bu saçmalığa ayak uyduran isim de Hamza Hoca’dan başkası değil.

Orta sahada Melo’nun gitmesiyle halaya duranlar inşallah sahada da ayakta durabilirler. Hiç beğenmesem de Burak bu takımın tek santraforudur onu da yedek bırakmak skandaldır. Burak yerine düşünülecek tek isim de Sinan Gümüş olarak göze çarpıyor. Sneijder’in yeri garanti alternatifi yok sakatlanırsa vay Cimbomun haline. Sabri’nin geriye dönüşleri bu denli gecikmeye devam ederse sağ açık orjinli Grosskreutz’dan bir Juanfran çıkarma çabasına girişmek abes olmayacaktır. Olcan isimli yıllık 2 milyon euro’ya yakın garanti para alan şahsiyetin de takımdaki varlığını sorgulama cesaretini umarım birisi gösterir. Geldiği günden bu yana bir faydası olmayan Olcan’ın kanka kontenjanından varlığının son bulmasını umut ediyorum.


Not: Yazı transfer dönemi bitmeden tamamlandığından yönetimin Grosskreutz transferini bitiremeyecek kadar rezil durumda olduğu düşünülememiştir.