twitter

23 Aralık 2019 Pazartesi

Memur Kedi: Bogdan Stancu





Futbol oyununda forvet takımın vitrinidir. Oyunun sahipleri, ilgi çekici, göze hoş gelen, havalı duran bir vitrin oluşturmak isterler. Bu sebeple vitrine koyulacakların yurtdışından olması daha caziptir. Bu ecnebi hayranlığı bazen güzel bir Latin isminin akıllarda kalmasından öte gidemezken, bazen de akıllardan silinmeyen efsaneler yaratır. Benim size bahsedeceğim isim ise ikisi de değil. Sizlere kendi halinde , neredeyse hiç konuşmayan, takım arkadaşlarının sesini dahi duymadığı ama düzenli olarak gol atan ve işinin hakkını veren bir isimden bahsedeceğim: Bogdan Stancu

Rumen oyuncu, Romanya’da Bükreş’e 110 km uzaklıktaki Piteşti’de “babam” dediği efsane futbolcu Hagi’yi izleyerek büyümüştür. Futbolcu olma hikâyesi sorulduğunda, ne bir peri masalından, ne de planlı programlı bir kariyer öyküsünden bahseder. Onun için futbolcu olma hikâyesi “diğerlerinden farklı değildir”. Tıpkı akranları gibi, evlerinin arkasındaki sahada yemek yemeyi dahi unutarak akşama kadar topun peşinde koşar. Televizyonda Hagi’nin sol ayağının büyüsüne kapılır. Rumen Milli Takımı formasının hayaliyle uykuya dalar.

Futbola doğduğu şehrin takımı Agreş Piteşti’de başlar. 17 yaşında A takıma yükselir. 19 yaşında ilk önemli transferini yaparak Unirea Urziceni takımına geçer. Burada iki yıl geçirir ve 51 maçta attığı 11 gol ile Rumen futbolunun en önemli takımı Steaua Bükreş’e transfer olur. Çocukluk kahramanı Hagi de bu takımın efsanesidir. Stancu gerçek anlamda patlamasını başkent Bükreş’te yapar. Sol kanat, ikinci forvet ve santrafor mevkilerinde oynayabilen Stancu, ilk sezonunda rakip filelere 11 gol kaydeder. Bükreş ekibi ile geçirdiği ilk sezonun ardından Ağustos ayında özel bir maç için ilk kez Romanya Milli Takımı’ndan davet alır. Bu maç İstanbul’da Türkiye ile yapılacaktır. Stancu maça yedek başlar ve 87. Dakikada oyuna dâhil olur. İdolü Hagi gibi Türkiye ağlarına güzel bir frikik golü bırakamaz ama ilk milli heyecanını Türkiye’de yaşamasının bir sebebi vardır. Bükreş’te ikinci sezonunda 14 gol atar. Artık iyice dikkatleri üzerine çekmiştir. Üçüncü sezonun ilk yarısında 13 gol atmış formunun zirvesindeyken kulübe bir transfer teklifi gelir. Teklif o dönem zor günler geçiren bir camiadandır, Stancu’yu isteyen Galatasaray’ın başında Stancu’nun babam dediği Hagi vardır. Hagi’nin ismi Bogdan’ın karar vermesi için yeterli olur. Bükreşle Antalya’da devam eden devre arası kampından sarı kırmızılılar için İstanbul’a geçer. 5.5 milyon euroya 4,5 yıllık resmi sözleşmeyi imzalar.

Önemli bir bonservisle geldiği Galatasaray’da ne beklediğini bulur ne de beklentileri karşılar. Tarihin en kötü sezonlarından birisini geçiren sarı kırmızılılar sezon sonunda günah keçilerinden birisi de Stancu olur. Yeni teknik direktör Fatih Terim Stancu’yu gönderilecekler listesine koyar. Baros ile yoluna devam eder. Bu kararda o dönemki yabancı sınırı da etkili olmuştur. Baros o dönemde kariyerinde düşüşteyken Stancu potansiyelli genç bir santrafordur fakat tercih Çek isimden yanadır. Stancu Orduspor ile anlaşır ve Karadeniz’e doğru yolculuk başlar. Lige yeni çıkan Orduspor’da 30 maçta 10 gol atar. Romanya Milli Takımı ile ilk kez Avrupa Şampiyonası Elemeleri tecrübelerini yaşar. 3 Eylül 2010’da Arnavutluk karşısında ilk resmi maçına çıkar ve ilk golünü atar.

Romanya Milli Takımı Euro 2012 ve 2014 Dünya Kupası’na gitme hakkı kazanamaz. Stancu, Euro 2016 grup elemelerinde savunma futbolunu benimseyen Romanya’da forvet ve ikinci forvet oynar. Elemelerde 2 gol atar.  Bu goller Kedi lakaplı oyuncunun takımın en golcü oyuncusu olmasını sağlar.

Stancu bu süreçte kariyerine Türkiye’de Gençlerbirliği formasıyla devam eder. Ankara temsilcisinde sırasıyla üç sezonda 13, 11 ve 10 gol atar. Stancu yıllar içinde bir süper yıldız olmaz ama gerek maç içindeki performansı, gerekse skora katkısı ile her sezon güvenebileceğiniz istikrarlı bir golcüye dönüşür. Bu özellikleri futbol oynadığı şehir Ankara’nın alâmetifarikalarından memuriyetle örtüşür. Stancu, sezonlar boyu ne uzar ne kısalır. Stancu kadronuzdaysa gol sorununuz “belli ölçüde” çözülmüş demektir. Ayrıca arkadaşlarına yardımcı olur. Teknik kapasitesi iyi olduğu için oyunu rahatlatır. Stancu’nuz varsa gözünüz arkada kalmaz. Düzenli olarak golünü atar, işinin hakkını verir sorun çıkarmaz, sizi mutlu eder. Stancu yine sıradan geçen Bursaspor macerasından sonra tekrar Başkent’e döner. Galiba başkentte kendini iyi hissetmektedir. Bükreş’ten sonra kendini bulduğu ikinci yer yine bir başkent olur. 2019’da sezona harika başlar ve Gençlerbirliği ile 14 maçta 10 gol atar.Peş peşe oynadığı altı maçta da gol atarak Gençlerbirliği tarihine geçer.


Gol atmak onun için evrak işi gibidir. İşini yapar fazlasıyla ilgilenmez. Memur Stancu için ortam çok önemlidir Galatasaray’da geçirdiği kaos ortamında huzur bulamamış ve sadece 3 gol atmıştır. Sonraki röportajlarında Galatasaray’ın adını dahi duymak istemediğini ve oradaki ortamı kötü hatırladığını belirtmiştir.

Galatasaray ile ilgili hatırladığı tek güzel şey babam dediği idolü Hagi olabilir. Stancu sessiz sakin yapısı ile bilinir. İçine kapanıklığının belki de en önemli sebebi babasını 12 yaşında kaybetmiş olmasıdır. Yoksa bir insan idolüne neden “babam” desin değil mi?






16 Aralık 2019 Pazartesi

Saban Yıldırım Geri Döndü: Sakaryaspor 2019/2020



Uzun süredir bloga yazmıyordum. Baba Mirası Sakaryaspor 2019-2020 sezonunun 16. haftasında eski teknik direktörü Şaban Yıldırım’ı sayısını hatırlayamadığım kez tekrar göreve getirince bende yeşil siyah aşk yeniden alevlendi. Sezon başında Abdullah Ercan gelince zaten 10 hafta bile dayanamaz demiştim. Nitekim 3 haftada 2 mağlubiyet 1 beraberlik alınca gönderildi. Dördüncü hafta teknik direktörlüğe bir başka eski ünlü futbolcu Suat Kaya getirildi. Ancak o da Sakarya’da kalıcı olamadı. Galatasaray efsanesi Kaya, 11 maçta 5 beraberlik, 5 mağlubiyet, 1 yenilgi aldı. Kaya’nın ardından Sarıyer’de aradığını bulamayan Şaban Yıldırım on altıncı haftada takımın başına getirildi.

                                              

Kahramanmaraş maçıyla Şaban Yıldırım Atatürk Stadı'nda seyircisinin önüne çıktı. Klasik 4-2-3-1 şablonuyla başladı. Yeşil siyahlılar Abdülaziz ve Berk İsmail Ünsal’ın golleriyle iki sıfırlık net bir galibiyet alırken, hoca da iyi bir başlangıç yaptı. Hoca, bu maçta Bekir İrtegün’ün sakatlığı ve Serkan Odabaşoğlu’nun kırmızı kartı ile Bayburt deplasmanında kadroyu değiştirmek zorunda kaldı. Aşağıda Bayburt maçındaki Sakaryaspor dizilimini görebilirsiniz.

Bayburtspor Maçı 19/20 TD: Şaban Yıldırım

Sol bek Canberk Özdemir temposuyla kendini gösteriyor. Canberk süper ligde oynayabilecek kalitede bir sol bek. Kondüsyon olarak iyi seviyede ama asist sayısını artırmak için ortalarını geliştirmesi gerekiyor. Geçen yıl Dilaver Güçlü’nün rolünü bu yıl Abdülaziz Solmaz üstlenmiş. Hücumları zaman zaman tek başına sürüklüyor. Dilaver takımı playoff finaline taşımıştı Abdülaziz aynı performansı gösterebilecek mi göreceğiz. Berk İsmail, Şaban Yıldırım ile gollerine devam ediyor; formu sevindirici ama bir üst lige çıkmak için başka bir isimden de gol katkısı elzem… Orta sahada Denis Taşkesen ve Fatih Aydın sezonun geri kalanında önemli katkı vermesi gerekiyor. Berkay Can ve Ümit Yasin ikilisi bu lig için yeterli ama takım savunmasındaki problemler Sakaryaspor'un çok pozisyon vermesine neden oluyor. Bu problemi çözmek için devre arası kampı önemli bir fırsat olacak. Sakaryaspor’un uzun yıllardır yeterli katkı alamadığı pozisyonlar  10 numara ve sol forvet pozisyonları… Umut Sözen bilekleri iyi, oyun görüşü de fena olmayan bir isim ama skor katkısı çok sınırlı bu durum maalesef onu Sakaryaspor'un 10 numarası yapmaya yetmiyor. Aynı şekilde Okan Baydemir de geçen yılki Zahit Fındık gibi skora katkı verme noktasında sınırlı kalıyor. Kalede problem yok Oğuz Çalışkan güven veriyor. Yedeklere baktığımızda stoperde 2000 doğumlu Cihat Aktaş’ın gelişimini takip ediyorum. Ayakları iyi, uzun pasları ile dikkat çekiyor ama posizyon bilgisini geliştirmesi gerekiyor. Özgür Kedikli’yi ön liberoda 3. Lig döneminde severdim. Son performansını izleyemedim.


Bu yıl çok kötü başlayan sezonda üst lig için şansımız zor gözüküyor ama yeşil siyah mucizesi için takipte kalmaya devam edeceğiz.