Futbol oyununda forvet takımın
vitrinidir. Oyunun sahipleri, ilgi çekici, göze hoş gelen, havalı duran bir vitrin oluşturmak isterler. Bu sebeple vitrine koyulacakların
yurtdışından olması daha caziptir. Bu
ecnebi hayranlığı bazen güzel bir Latin isminin akıllarda kalmasından öte
gidemezken, bazen de akıllardan silinmeyen efsaneler yaratır. Benim size
bahsedeceğim isim ise ikisi de değil. Sizlere kendi halinde , neredeyse hiç
konuşmayan, takım arkadaşlarının sesini dahi duymadığı ama düzenli olarak gol
atan ve işinin hakkını veren bir isimden bahsedeceğim: Bogdan Stancu
Rumen oyuncu, Romanya’da Bükreş’e 110 km
uzaklıktaki Piteşti’de “babam” dediği efsane futbolcu Hagi’yi izleyerek büyümüştür.
Futbolcu olma hikâyesi sorulduğunda, ne bir peri masalından, ne de planlı
programlı bir kariyer öyküsünden bahseder. Onun için futbolcu olma hikâyesi
“diğerlerinden farklı değildir”. Tıpkı akranları gibi, evlerinin arkasındaki
sahada yemek yemeyi dahi unutarak akşama kadar topun peşinde koşar.
Televizyonda Hagi’nin sol ayağının büyüsüne kapılır. Rumen Milli Takımı formasının
hayaliyle uykuya dalar.
Futbola doğduğu şehrin takımı Agreş
Piteşti’de başlar. 17 yaşında A takıma yükselir. 19 yaşında ilk önemli
transferini yaparak Unirea Urziceni takımına geçer. Burada iki yıl geçirir ve
51 maçta attığı 11 gol ile Rumen futbolunun en önemli takımı Steaua Bükreş’e
transfer olur. Çocukluk kahramanı Hagi de bu takımın efsanesidir. Stancu gerçek
anlamda patlamasını başkent Bükreş’te yapar. Sol kanat, ikinci forvet ve
santrafor mevkilerinde oynayabilen Stancu, ilk sezonunda rakip filelere 11 gol
kaydeder. Bükreş ekibi ile geçirdiği ilk sezonun ardından Ağustos ayında özel
bir maç için ilk kez Romanya Milli Takımı’ndan davet alır. Bu maç İstanbul’da
Türkiye ile yapılacaktır. Stancu maça yedek başlar ve 87. Dakikada oyuna dâhil
olur. İdolü Hagi gibi Türkiye ağlarına güzel bir frikik golü bırakamaz ama ilk
milli heyecanını Türkiye’de yaşamasının bir sebebi vardır. Bükreş’te ikinci
sezonunda 14 gol atar. Artık iyice dikkatleri üzerine çekmiştir. Üçüncü sezonun
ilk yarısında 13 gol atmış formunun zirvesindeyken kulübe bir transfer teklifi gelir.
Teklif o dönem zor günler geçiren bir camiadandır, Stancu’yu isteyen Galatasaray’ın
başında Stancu’nun babam dediği Hagi vardır. Hagi’nin ismi Bogdan’ın karar
vermesi için yeterli olur. Bükreşle Antalya’da devam eden devre arası kampından
sarı kırmızılılar için İstanbul’a geçer. 5.5 milyon euroya 4,5 yıllık resmi
sözleşmeyi imzalar.
Önemli bir bonservisle geldiği Galatasaray’da
ne beklediğini bulur ne de beklentileri karşılar. Tarihin en kötü sezonlarından
birisini geçiren sarı kırmızılılar sezon sonunda günah keçilerinden birisi de
Stancu olur. Yeni teknik direktör Fatih Terim Stancu’yu gönderilecekler
listesine koyar. Baros ile yoluna devam eder. Bu kararda o dönemki yabancı
sınırı da etkili olmuştur. Baros o dönemde kariyerinde düşüşteyken Stancu
potansiyelli genç bir santrafordur fakat tercih Çek isimden yanadır. Stancu
Orduspor ile anlaşır ve Karadeniz’e doğru yolculuk başlar. Lige yeni çıkan
Orduspor’da 30 maçta 10 gol atar. Romanya Milli Takımı ile ilk kez Avrupa
Şampiyonası Elemeleri tecrübelerini yaşar. 3 Eylül 2010’da Arnavutluk
karşısında ilk resmi maçına çıkar ve ilk golünü atar.
Romanya Milli Takımı Euro 2012 ve 2014
Dünya Kupası’na gitme hakkı kazanamaz. Stancu, Euro 2016 grup elemelerinde
savunma futbolunu benimseyen Romanya’da forvet ve ikinci forvet oynar.
Elemelerde 2 gol atar. Bu goller Kedi
lakaplı oyuncunun takımın en golcü oyuncusu olmasını sağlar.
Stancu bu süreçte kariyerine Türkiye’de Gençlerbirliği
formasıyla devam eder. Ankara temsilcisinde sırasıyla üç sezonda 13, 11 ve 10
gol atar. Stancu yıllar içinde bir süper yıldız olmaz ama gerek maç içindeki
performansı, gerekse skora katkısı ile her sezon güvenebileceğiniz istikrarlı bir
golcüye dönüşür. Bu özellikleri futbol oynadığı şehir Ankara’nın
alâmetifarikalarından memuriyetle örtüşür. Stancu, sezonlar boyu ne uzar ne
kısalır. Stancu kadronuzdaysa gol sorununuz “belli ölçüde” çözülmüş demektir.
Ayrıca arkadaşlarına yardımcı olur. Teknik kapasitesi iyi olduğu için oyunu rahatlatır.
Stancu’nuz varsa gözünüz arkada kalmaz. Düzenli olarak golünü atar, işinin
hakkını verir sorun çıkarmaz, sizi mutlu eder. Stancu yine sıradan geçen Bursaspor
macerasından sonra tekrar Başkent’e döner. Galiba başkentte kendini iyi
hissetmektedir. Bükreş’ten sonra kendini bulduğu ikinci yer yine bir başkent
olur. 2019’da sezona harika başlar ve Gençlerbirliği ile 14 maçta 10 gol atar.Peş
peşe oynadığı altı maçta da gol atarak Gençlerbirliği tarihine geçer.
Gol atmak onun için evrak işi gibidir.
İşini yapar fazlasıyla ilgilenmez. Memur Stancu için ortam çok önemlidir
Galatasaray’da geçirdiği kaos ortamında huzur bulamamış ve sadece 3 gol atmıştır.
Sonraki röportajlarında Galatasaray’ın adını dahi duymak istemediğini ve
oradaki ortamı kötü hatırladığını belirtmiştir.
Galatasaray ile ilgili hatırladığı tek
güzel şey babam dediği idolü Hagi olabilir. Stancu sessiz sakin yapısı ile
bilinir. İçine kapanıklığının belki de en önemli sebebi babasını 12 yaşında
kaybetmiş olmasıdır. Yoksa bir insan idolüne neden “babam” desin değil mi?