Yüzüklerin Efendisi’nde Kral
Aragorn "Övülmüyor diye yaptıklarınız yiğitçe olmayacak diyemeyiz“ der. Bazı
insanlar yaşamlarını bu söz üzerine inşa etmişlerdir. Prensiplerinden, yiğitliklerinden
asla taviz vermezler. Belki bu nedenle takdire mazhar olamazlar hatta bazen
dışlanırlar ama karakterlerini oluşturan bu özellikleri onlar için olmazsa
olmazdır.
|
Ekrem Karaberberoğlu |
Tarih boyunca her zaman
kahramanlar göz önündedir, gazetelerde manşet, filmlerde başrol olurlar. Onları
yetiştiren isim ise ancak öldüğü zaman yetiştirdiği kahraman onun cenazesine
gidince hatırlanır.
Kralların hocası Ekrem Karaberberoğlu 1927 yılında Adapazarı
Yenicamii’de doğmuştur. Sakarya’nın malum kozmopolit yapısı itibariyle o da bir
göçmendir. Aslen Boşnak olan Ekrem Hoca Sakarya’nın öz evladıdır. Kendi
döneminin en önemli futbolcularından biridir. Kendi ifadelerine göre ona göre en
iyi kaleci Leblebi Kamil, sonra Rauf Abisi üçüncü olarak da kendisidir. Onun ardından
da Sakaryaspor’u 2.Lig şampiyonu yapan kadroda bulunan (Fiko) Fikret Aldinç’i
sayar.
Her futbolcunun kendi şehrinin takımında oynadığı
yıllarda Milli Eğitim Bakanı’nın emriyle her şehirde sadece bir takım
olmasına karar verilmiştir. Sakarya’da tek takım olarak kalan Ada
Gençlik’in kalesini Ekrem Hoca korumuştur. Askerlik zamanı gelince yolu İstanbul’a
düşer Beşiktaş’ın akaretlerdeki sahasında idmana çıkar. Ali İhsan Karayiğit gel
Beşiktaş’ta oyna der. Bu teklife sıcak bakar ama askerlik dağıtımı Ankara’ya çıkar. Siyah
Beyaz formanın hayalini kurarken Jandarmagücü’nde
bulur kendisini. 22 maçta sadece 5 gol yer ve 5 penaltı kurtarır. Kendisini
Orhan Şeref Apakın izler beğenir ve Hull City maçında Gençlerbirliği kalesini
ikinci yarı sen koruyacaksın maça gel der. Ekrem Hoca maça gider ama asker
kıyafetiyle görevliler içeri almazlar. Üzgün bitap bir halde taburuna döner.
İki büyük şehrin takımlarında forma giyme şansını kıl payı kaçırır.
Askerlik sonrası Sakarya’ya
döndüğünde Ada Gençlik eski takımına dönmesini ister. O dönem Yenicamii
semtinin takımı Hilalspor kapanınca yerine Yıldırımspor
kurulmuştur. Yönetimin ısrarıyla Ekrem Hoca kendi semtinin takımında oynamayı
seçer. 10 yıl boyunca Yıldırımspor’un kalesini korur. Ekrem Hoca Kaleci-Antrenör
olarak semtin çocuklarından bir takım yapar. Kadroda Kesici Muyo, Köylü İlyas (solbek), Abaza Ergun (ortasaha) , ayakkabıcı İsmail (sol açık) , Arnavut Vahdet (forvet) yer almaktadır. Libero da ise Ekrem Hoca’nın hayatı boyunca en beğendiği iki
oyuncudan bir olan Deve İhsan vardır. -Diğeri genç yaşta kaybettiğimiz Aykut
Yiğittir.- Eğer Ekrem Hoca’ya Matt Busby
dersek Deve İhsan (Ertem) onun Duncan Edwards’ı, Aykut Yiğit ise George Best’idir.
Ekrem Hoca İhsan'ı Adapazarı’na Yıldırımspor’a transfer eder. Türkiye Şampiyonu olan
kadroda liberoda harika oynar ve Galatasaray tarafından istenir. İhsan’ın babası Arifiye’de toprak ağasıdır.Babası İhsan'ı İstanbul’a yollamaz. Diğer isim Aykut Yiğit ise 1. Ligde gol kralı olur ve
Fenerbahçe’de oynar.
Şampiyonluğu
kazandıkları maçta ev sahibi Samsun Fener Gençlik’i kaptan İsmail
Baylav’ın golüyle 1-0 yenerler. Şampiyonluğun ardından Samsun’dan jandarmanın
yardımıyla zor çıkan takım Düzce’den Adapazarı’na konvoyla gitmiştir. Takımın
oyuncuları 1. Ve 2. Lig ekiplerince kapılmışlardır. Vahdet Vefa’ya, Muyo şeker’e,
Necati Merinos’a gitmiştir. 500 dönümlük arazi olmasa Deve İhsan da Galatasaray’a
gidecektir.
|
Soldan Ayaktakiler: Niko Necati,Kesici Mustafa,Deve İhsan,Ekrem Karaberberoğlu,Saim,Abaza Ergun
Soldan Oturanlar; Yusuf,Köylü İlyas,Arnavut Vahdet,Nadir,Kaptan İsmail Baylav |
Ekrem Hoca futbolculuğuna
noktayı zirvede koyar. Terzilikle geçimini sağlarken bir yandan da Antrenörlük kurslarına
gider. Donatımspor’un başına geçer
burada kendisinden habersiz yapılan iki transfer onu kızdırır futbolcuların
günahı yok diye düşünür ama prensiplerinden de taviz verecek değildir. İstanbul’a
giden takıma eşlik etmez yönetime de ne haliniz varsa görün der. İşsiz kalan
hocanın imdadına asker arkadaşı Belediye Başkanı Behçet Deryaoğlu yetişir. Ankara’ya
gider dönüşünde artık Bölge Antrenörü olmuştur. Sakaryaspor genç takımı için
önerilir bu teklif Sakaryaspor’un ve Ekrem Hoca’nı kaderini değiştirir.
Sert teknikleriyle oyuncularını
yıldırsa da bir o kadar merhametli ve çocuklarını düşünen bir antrenördür.
Ahlaki disipline önem verir. Pavyonda olay çıkaran ve eşini, çocuklarını başka
bir kadın için terk eden iki öğrencisini asla affetmez.
Sakaryaspor’da birçok oyuncu
yetiştirir. Türkiye Futbol tarihinin en golcü oyuncusu Hakan Şükür onun
öğrencisidir. Babası Sermet Şükür’ün getirdiği uzun boylu çocuğu önce
kanatlarda sonra defansta dener ama yerinin santrafor olduğuna karar
verir. Uzun boyuna rağmen hava toplarına
iyi çıkamayan oyuncusuna idman sonunda sol açık Şaban Yıldırım(Sakaryaspor’un
eski teknik direktörü) sağ açık oğlu Esat ve defans Soner’le özel idman
yaptırır. Hatta kafa vuruşu denince Türkiye’de akla gelen ilk isim olan Hakan Sükür bu konuda Soner’e çok şey borçludur der. Bu antrenmanları tam 3 sene yaparlar. Bir
Hakan Şükür gerçekten de kolay yetişmemiştir.
Ekrem Hoca “Hakan’ı severim
dedesi gibi iyi bir insandır ama babasıyla aram iyi değildir der.
Emeklerimiz çoktu Hakan üstünde sadece ben değil 4 oyuncum Şaban, Esat ve özellikle Soner’in emeği çoktur. Babası tam
istediğimiz seviyeye geldiğinde onu aldı Bursaspor’a götürdü. O zaman çok üzülmüştüm”
der.
Oğuz Çetin’in çok özel bir oyuncu olduğunu Fenerbahçe’ye
satıldığını duyunca hayal kırıklığına uğradığını belirtir. Bir sene daha kalsa ülkenin tozunu attırır daha
büyük meblağ kulübe kazandırabilirdik diye hayıflanır. Ekrem Hoca da sert bir hocadır öğrencilerine bir iki tokat atmadan takımdan yollamaz. Oğuz ise çok sakin bir çocuktur en son Fenerbahçe’ye gitmeden
ensesine bir şaplak indirir. Ekrem Hoca’nın dayağını yemeden büyük takıma
gidilmez diye takılır ona. Her anında Sakaryaspor’un menfaatini düşünür.
Aykut Kocaman’ın ufak tefek yapısına aldırmaz, idmanlarda
hor görülmesine rağmen içindeki yeteneği görür. Herkes oynamasına itiraz eder
ama gencecik Aykut’u sol açıkta zorla oynatır . Aykut maçta bir penaltı yaptırır ve herkes tarafından tanınır. Bülent
Uygun için biraz haşarıdır der.
Onun en özel oyuncusu ise (Kuzu) Aykut
Yiğit’tir. Ceza sahası içinde onun gibi plase yapan oyuncu yoktur, oyun
görüşü, sahadaki zarafeti onun için başkadır. 16 yaşında A takımda oynamaya
başlar. Sonra Aykut’u Eskişehirspor önemli bir ücret karşılığında kadrosuna katar.
Sakaryaspor 1. Lige çıktığında yuvaya geri döner ve Süper Ligde gol kralı olur.
Deplasmanlarda en çok fotoğraf çektirilen kişi Aykut’tur.
Ekrem Hoca Recep Çetin’i de ayrı bir yere koyar. Çok kuvvetlidir ayağı şiş
halde iki masajla Beşiktaş maçına çıktı. Hatta maçta öyle bir oynadı ki Beşiktaş’ın aklı onda kaldı der. Ayrıca Recep
Karasu’nun İhsaniye köyündendir.
Geldiği yeri hiç unutmamıştır yeri gelir köyünde ineklerini güder tatilini
köyünde geçirir denize Bodrum’da değil, İhsaniye’de girer. Eşi de kendi
köyündendir.
Hoca çok Kral yetiştirdi yanına
bir de İmparator ekledi. Aykut Yiğit, Aykut Kocaman, Hakan Şükür, Bülent Uygun 1. Ligde gol krallığı sevinci yaşadı.
Oğuz Çetin İmparator lakabıyla anıldı. Turan Sofuoğlu, Engin İpekoğlu, İlker
Yağcıoğlu gibi birçok üst düzey oyuncu yine Ekrem Hoca’nın tedrisatından geçmişlerdir.
Yetiştirdiği 21 oyuncu milli takıma seçilmiştir. Tıp doktoru arkadaşından
aldığı dergilerdeki bilgilerle oyuncularını çalıştıran hocanın talebeleri 40
yaşına kadar üst düzey futbol oynamışlardır.
Ekrem Hoca devlet memurudur. Onca
yetiştirdiği oyuncuya rağmen menajerlik düşünmemiş teklif edenlere bütün işi
futbolcular yapacak ben de para mı alacağım demiştir. Devlet bana genç oyuncu
yetiştirmem için para veriyor bu bana yeter görüşündedir. Günlük işlerini
hallettiği bir Mavi Mercedes’i
vardır, komşusu araba alınca kömürlükte duran mavi bisikleti Ekrem Hoca’ya vermiştir.
Bu emektar mütevazı futbol adamı
Türk Futboluna eşik atlatmıştır, yetiştirdiği oyuncular milli takımın çekirdek
kadrosunu oluşturmuşlardır. Avrupa ve Dünya futbolunda söz sahibi konuma gelen
Türkiye futbolunda Ekrem Karaberberoğlu’nun emeği çok büyüktür. Kralların Hocasını rahmetle anıyoruz.
Kaynaklar: *Mazlum Uluç TFF.org
içeriğindeki “Kralların hocası” adlı yazı,*Sakaryaspor.com