twitter

13 Şubat 2015 Cuma

2015 Oscar En İyi Film Adayları

En iyi film adayları
American Sniper
Birdman
Boyhood
The Grand Budapest Hotel
The Imitation Game
Selma
The Theory of Everything
Whiplash
Yazıya başlamadan belirtmek isterim ki sinema konusunda bir iddiam yoktur. Yapacağım yorumları da muhtemelen gayet yüzeysel bulacaksınızdır ki doğrudur. Oscar ödüllerinde aday olan filmleri herkes kadar takip etmekteyim bu sene de ödüller dağıtılmadan filmlerin bir kısmını izledim ve kendi favorilerimi belirledim. Başlayalım ..

Boyhood: Bu filmi şu an bu sayfada diğer filmlerle yorumluyor olmamın tek sebebi yönetmenin manyaklığıdır. Richard Linklater denen şahsiyet 10 küsür senede filmi çekmiştir. 7-8 yaşlarında izlediğimiz genç başrol ile 18-19 yaşlarındaki ne dediği anlaşılmayan mıy mıy konuşan ergen aynı kişidir. Richard Linklater bu oyunculara bir şey olur mu ölür mü kalır mı demeden parayı yatırmış filmi çekmiştir. Gerçi ne kadar para yatırdıkları da şüpheli zira filmde kayda değer bir masraf gözükmüyor. Senaryo diye bişey de yok. Orta halli amerikan ailesinde annesi babası ayrı çocuğun büyümesini sırf Oscar adayı diye zorla izledik. Bence Ethan Hawke’ın çöküşünü izlemekten başka bir şey vaat etmeyen Oscar’ı zerre hak etmeyen bir film. Filmin en büyük başarısı yönetmenin sabrıdır. 


The Grand Budapest Hotel: Yönetmen Wes Anderson Macar yöresinde dağların zirvesine kurulmuş tarih kokan bir otelde, otelin saygıdeğer odacısı Mösyö Gustavo ve sadık lobi görevlisi yardımcısı Zero Mustafa’nın polisiyeye varan maceralerını tıpkı The Royal Tenenbaum işinde olduğu gibi renkleri ve kamera açılarını kendine özgü ustaca bir yöntem kullanarak anlatıyor
Filmde hikâye her bir dakikası düşünülerek özgün bir biçimde işlenmiş. Kanaatimce ödülü alması gereken filmdir. Wes Anderson kendi tarzına sadık kalarak ünlü oyuncuları yan rollerde kullanıp genç oyuncu Tony Revolori’yi filmin merkezine koyuyor. Filmde seyirciye geçen bir samimiyet ve sıcaklık var ki benim için değerlendirmede en önemli etken de bu. Pek şans vermesem de Oscarı almasını en çok istediğim film The Grand Budapest Hotel.


The Imitation Game: Film ünlü İngiliz matematikçi Alan Turing’in 2. Dünya savaşında Alman şifrelerini kırma konusundaki çalışmalarını konu ediniyor. Norveç’li yönetmen Morten Tyldum’ın klasik biyografi filmlerinin çok dışına çıkmadan dönemin temasını gayet sade biçimde anlattığı film hikayenin kendi özündeki kalite ile başarılı bir iş olarak ortaya çıkmış. Sherlock rolüyle üne kavuşan Benedict Cumberbatch rol için biçilmiş kaftan ve rolünün hakkını da vermiş. Keira Knightley’nin sıradan bir rolde karşımıza çıktığı film Oscar için favorilerimden değil ama büyük favoriler (Birdman ve Boyhood'dan da aşağı kalır yanı yok.


Birdman: Boyhood ile beraber en büyük aday olarak ön plana çıkıyor. Meksika’lı yönetmen klasik kariyer düşüş hikayesini biraz fantastik bir biçimde işleyerek Micheal Keaton’ı da bariz harcayarak prim yapma peşinde gözüküyor. Eski Batman'den Kuş Adam yapmış bu Dc Comics'e yapılmış bir ayıptır. Edward Norton’ın rolü bariz klişe, arıza oyuncu sıfır özgünlük, Emma Stone desen sırf fiziki özelliklerinden dolayı filmde yer almış doğru düzgün sahnesi olmadan bir de Oscar adayı yapılmış. Yönetmenin kamerayı milletin sırtından götürüp omurga izletmekten başka numarası yok. Şizofreni üzerinden yapılan her film gibi Fight Club’ın izlerini saçma biçimde taşımış. Bateri sesiyle harmanlanan filmin müziklerinin de rezalet olduğunu belirtmek isterim. Muhtemel en iyi filmdir kendisi o ayrı.

Whiplash: Bateri konusunda takıntılı elemanın ülkenin en iyi müzik okulunda en iyi hocadan ders alması ve aralarında sidik yarışına dönüşen ilişkinin işlendiği film Birdman’le yarışır. Boyhood’dan ise kesinlikle iyidir. Çocuğun pısırık tavrından bir anda psikopata dönüşmesi filmin İstanbul zilleriyle beraber en dikkat çeken özelliği olmuş. O kızı elinden kaçırması başlı başına filmin değerini düşüren bir etkenken iki kişi üzerinden anlatılan hikaye, özgünlüğü ile takdiri hak ediyor.

Theory of Everything: Filmle ilgili en basit çıkarım Eddie Redmayne’nın S Hawking rolü ile en iyi erkek oyuncu oscarı alması gerektiğiydi. Daniel Day Lewis’in Sol Ayağım ile bu ödüle ulaştığını düşünürsek referans da sağlam. Yine bir biyografi olan film normal olarak bazı bölümlerde durağanlaşmaktadır bu noktada Hawking’in eşinin fedakarlığı filmin önüne geçmiştir.İzlenilir ilham alınır iyi filmdir.


Gone Girl senenin kesinlikle en iyi uyarlama filmlerinden birisi. Kin uzmanı bayan oyuncu Rosemund Pike oscarı hak ediyor. Ben Affleck de adam gibi adammış onu gördük. Nightcrawler da Boyhood’un favori olduğu listede on kez aday olacak kalitede bir film. 

American Sniper’ı sıradan bulup yarısında bıraktığım ve Selma’yı izlemediğim için bu filmler hakkında yorum yapamayacağım son olarak senenin filmi benim için The Grand Budapest Hoteldir. Boyhood da açık ara yüzyılın en overrated filmidir. Şu listede Nightcrawler ve Gone Girl’ün hatta Foxcatcher’ın olmaması tamamen rezilliktir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder