twitter

4 Eylül 2015 Cuma

2015/2016 Model Galatasaray


Galatasaray 2014/2015 sezonuna Prandelli yönetiminde kötü başlayıp Hamza Hamzaoğlu ile süper bir bitiriş yaptı ve sezonu 3 kupayla noktaladı. Kazanılan başarılarda Hoca’nın Kaptan’ın Golcü’sünün rolü, emeği herkesin malumu. Bu yazıyı okuma zahmetinde bulunanları zaten bildikleri şeylerle yormaya niyetim yok.

Benim değinmek istediğim konu Galatasaray takımının kronikleşmiş bir zafiyeti. Sarı kırmızılılar başarının ardından takımı geliştirecek hamleleri yapmak yerine sürekli olarak statükocu bir anlayışla sahip olduklarımız yeterli onları koruyalım diyor. Kazanılan kupalara gelişmemeye bahane olarak gösteriliyor. Kaliteli oyuncular daha iyilerinin alınmaması için sebep olarak kullanılıyor. Oysa ki kuruluş amacı yabancı takımları yenmek olan Galatasaray’ın henüz kazanamadığı tek kupa olan Şampiyonlar Ligi vizyonuna sahip bir taraftar yönetim kalitesizliğinin farkında, ne verilen samimiyetsiz demeçleri ne de transfer vaatlerini yemiyor.

Hamza Hoca’nın emeğinin hakkını vermek oyuncuların ortaya koydukları mücadeleyi alkışlamak tabii ki elzemdir. Taraftar da bunu sezon sonu yaptığı koreografilerle gösterdiği sevgiyle yaptı zaten. Fakat Galatasaray’da kazanılan bir şampiyonluğun kredisi 10 yıl değildir. Sen Şampiyonluk kazanan kadroyu bir önceki sezondan daha kötü hale getirirsen zor günlerde arkanda duran taraftar takımın menfaati için karşına geçer. Kadronun nitelik yönünü bir kenara bıraktım nicelik olarak dahi geliştirilememesi Kupa canavarı Hoca’nın eleştirilmesinde baş etkenlerden biridir. Yönetimi korumak için verdiği demeçler de üstüne tuz ile biber olmuştur.

Transfer Sezonu Açılıyor

Zamanı geri alıp transfer sezonunun başına gidersek Hamza Hoca’nın transfer listesinde tam da aranılan isimler Gignac ve Andre Ayew’in olduğunu hatırlıyoruz.İlk kez takımın eksikleri görülmüş yeni yapılanma erken ve doğru adımlarla ilerleyecek derken Gignac Meksika ekibi Tigres’e Ayew de Swansea’ye kaptırıldı. Aralarındaki sorun beni zerre ilgilendirmiyor tabii ki.  An itibariyle bedavaya alınamayan Gignac Tigres’i Libertadores kupasında finale taşırken Ayew de Premier Lig’in en iyi transfer hamlelerinden biri olarak lanse ediliyor. Ayew yerine Dortmund’da futbolculuğundan çok taraftarlığıyla ön planda olan Grosskreutz son saniyede transfer edildi. (Sağ bek ön libero falan diyenlere arada Bundesliga maçı izlemelerini tavsiye ediyorum) Gignac yerine ise kimse alınmadı hatta Sercan da yollandı (ki yollansın zaten). Santrafor olarak Burak ve Umut’tan başka kimse kalmadı.
Hamza Hoca Mario Gomez tam aradığımız oyuncu ama çok pahalı derken Beşiktaş o ara Gomez’in transferini bitirdi ve Hamza Bey’i yalancı çıkardı. Gomez aradığı oyuncu ise Umut ve Burak’la sezona devam etmek nasıl bir mantıktır? Pivot santrafor nitelikli bir oyuncunun olmadığı aşikar Hoca’nın kendini savunurken kullandığı tutturmuşlar bir İbrahimovic söz tamamen saçmalıktır. Aklı başında Galatasaray taraftarı meselenin İbra değil önde top tutacak Podolski’ye Sneijder’e servis yapacak orta sınıf da olsa bir pivot santrafor ihtiyacının farkında olmasıdır. Umut’un son dönemde sağ kanatta Yasin yerine denenmesi de faciadır.

Orta Saha’nın Karakteri Değişiyor

İleri uçtan geriye doğru gelirsek Podolski isim olarak çok büyük ama oyun olarak Köln ve Milli Takım dışında ortaya pek de efsanevi bir şey koyamamış bir oyuncu. Kariyerinin düşüşte olduğuna hem fikirizdir sanırım. Yine de maliyet, kalite ve popülarite ekseninde transferin mantıklı olduğunu belirtmek gerekir. Fakat Poldi’nin etkili olduğu dönemlerde duvar olabilen santraforlarla oynadığını unutmamak lazım. Birileri indirecek ki Poldi vurabilsin.

Sneijder’in takımda kalması en büyük transferdir. Sağ kanatta Yasin ve Grosskreutz yeterli gözüküyor ama orada Umut’u kullanmak iş bilmemektir. Orta Saha’da kendi deyimiyle “Trabzon Mafyası” nın lideri Selçuk İnan geldiği günden itibaren takımı bir üst seviyeye çıkardı ve takımda kaptan olarak kalmaya devam edecek. Onun başarısında en büyük rol oynayan taraftarın bir kısmının sevgilisi Melo’nun İnter’e gitmesi ise Cimbomun Şampiyonluk şansını yüzde 30 oranında düşürdü. Yeine alınan Bilal, Jose Rguez ve Jem Karacan’ın üçünün de Melo’a değil Selçuk’ alternatif oyuncular olması Galatasaray’ın yeni bir tarza geçiş yapacağını gösteriyor. Mourinho’nun Matic ve Fabregas modelinden City’nin defansif yönü daha az olan Yaya ve Fernandinho’lu ikiliye geçiş yapmak gerekecek. Orta saha merkezde Akhisar’daki Merter tarzında bir oyuncusu an itibariyle yok Hoca’nın. Orta alandaki defansif yük Selçuk ve partneri arasında paylaşılacak bu da Selçuk’u kötü etkileyebilir.

Sağ bek rotasyonunda Maxi Perreira’dan Daha İyi Sabri ve Asisti Olmayan Adam Tarık Çamdal olacak.  3 kulvarda ne kadar yeterli olacaklar göreceğiz. Sol bekte ise Carole ve Telles yeterli gözüküyordu fakat Telles’in İnter’e gidişiyle Balta eski pozisyonuna daha çok zaman ayırmak durumunda. Stoperler Chedjou, Semih, Koray ve City’den kiralık Denayer olacak.  

Muslera sezona formsuz başlasa da tartışmasız taraflı tarafsız en çok takdir edilen ve sevilen isim. Yaz boyunca konuşulan ise yedek kaleci sorunsalı oldu. Eray’ın yetersizliği malum.. Beşiktaş’tan gelen Cenk Gönen ise maliyet performans oranında doğru isim mi tartışılır.

Oyun Tarzı

Şampiyonlar Ligi’nde harika bir kura çeken Sarı kırmızılı ekip Astana önünde üçüncülüğü garanti altına almış gözüküyor. Benfica ve Atletico’dan birisini geçebilmesi ise bu sezonki performansına bağlı. Mancini’nin yaptığı gibi bir Juventus mucizesi de Hamza Hoca gerçekleştirebilecek mi göreceğiz.

West Ham teklifi geri çevrildikten sonra Burak santraforda tek müspet alternatif. Burak’ın kanat orjinli bir oyuncu olması onu topu ilerde tutma ve kanat forvetlere servis yapma konusunda biraz geride bırakıyor. Atletico ve Anadolu takımları gibi sağlam kapanma arzusundaki takımları açmak için ne kadar yeterli olabilecek zaman gösterecek. Burak gol atsa da takımın pas oyununa katkı konusunda sıkıntıları olduğu gerçek o da Drogba ile oynarken daha iyi hissettiğini belirtmişti. 
Selçuk ve yanında oynayacak isim Galatasaray için kilit olacak. Hoca Bilal ile Jose arasında bir seçim yapacak gibi duruyor. İkisi de pas oyununu iyi oynayan isimler burada Hamza Hoca’nın Burak’ın sevdiği öne atılan ara toplar ve hızlı kanat bindirmeleriyle direk bir oyun mu seçeceği yoksa Selçuk ve Jose(Bilal)’in sevdiği kontrollü pas oyununu mu tercih edeceği merak konusu.

Oyuncu Tercihleri

Öncelikle Podolski’nin sol kanat forvet olduğunu anlamak gerekiyor. Koyarsanız her oyuncu her mevkide oynar Ertuğrul Sağlam da stoper oynamıştı. Fakat Podolski yaşı itibariyle artık salt bir sol kanat oyuncusudur ne santrafor ne da 10 numara pozisyonunda faydalı olamayacağı kanaatindeyim. Yasin’in sağ ya da sol kanatta ilk tercih olmaması için teknik olarak bir sebep göremiyorum şu anki formuyla hem Podolski hem de Grosskreutz’dan önde. Umut’u saymıyorum bile. Geçen sene şampiyonluğu getiren oyuncularımızı koruyalım diyen Hamza Hoca konu Yasin olunca pek de korumacı değil. Burak istemiyor diye santrafor alınmadığını herkes biliyor. Bu saçmalığa ayak uyduran isim de Hamza Hoca’dan başkası değil.

Orta sahada Melo’nun gitmesiyle halaya duranlar inşallah sahada da ayakta durabilirler. Hiç beğenmesem de Burak bu takımın tek santraforudur onu da yedek bırakmak skandaldır. Burak yerine düşünülecek tek isim de Sinan Gümüş olarak göze çarpıyor. Sneijder’in yeri garanti alternatifi yok sakatlanırsa vay Cimbomun haline. Sabri’nin geriye dönüşleri bu denli gecikmeye devam ederse sağ açık orjinli Grosskreutz’dan bir Juanfran çıkarma çabasına girişmek abes olmayacaktır. Olcan isimli yıllık 2 milyon euro’ya yakın garanti para alan şahsiyetin de takımdaki varlığını sorgulama cesaretini umarım birisi gösterir. Geldiği günden bu yana bir faydası olmayan Olcan’ın kanka kontenjanından varlığının son bulmasını umut ediyorum.


Not: Yazı transfer dönemi bitmeden tamamlandığından yönetimin Grosskreutz transferini bitiremeyecek kadar rezil durumda olduğu düşünülememiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder