Galatasaray 2014/2015 sezonuna
Prandelli yönetiminde kötü başlayıp Hamza Hamzaoğlu ile süper bir bitiriş yaptı
ve sezonu 3 kupayla noktaladı. Kazanılan başarılarda Hoca’nın Kaptan’ın
Golcü’sünün rolü, emeği herkesin malumu. Bu yazıyı okuma zahmetinde bulunanları
zaten bildikleri şeylerle yormaya niyetim yok.
Benim değinmek istediğim konu
Galatasaray takımının kronikleşmiş bir zafiyeti. Sarı kırmızılılar başarının
ardından takımı geliştirecek hamleleri yapmak yerine sürekli olarak statükocu
bir anlayışla sahip olduklarımız yeterli onları koruyalım diyor. Kazanılan
kupalara gelişmemeye bahane olarak gösteriliyor. Kaliteli oyuncular daha
iyilerinin alınmaması için sebep olarak kullanılıyor. Oysa ki kuruluş amacı
yabancı takımları yenmek olan Galatasaray’ın henüz kazanamadığı tek kupa olan
Şampiyonlar Ligi vizyonuna sahip bir taraftar yönetim kalitesizliğinin
farkında, ne verilen samimiyetsiz demeçleri ne de transfer vaatlerini yemiyor.
Hamza Hoca’nın emeğinin hakkını
vermek oyuncuların ortaya koydukları mücadeleyi alkışlamak tabii ki elzemdir.
Taraftar da bunu sezon sonu yaptığı koreografilerle gösterdiği sevgiyle yaptı
zaten. Fakat Galatasaray’da kazanılan bir şampiyonluğun kredisi 10 yıl
değildir. Sen Şampiyonluk kazanan kadroyu bir önceki sezondan daha kötü hale
getirirsen zor günlerde arkanda duran taraftar takımın menfaati için karşına
geçer. Kadronun nitelik yönünü bir kenara bıraktım nicelik olarak dahi
geliştirilememesi Kupa canavarı Hoca’nın eleştirilmesinde baş etkenlerden
biridir. Yönetimi korumak için verdiği demeçler de üstüne tuz ile biber
olmuştur.
Transfer Sezonu Açılıyor
Zamanı geri alıp transfer
sezonunun başına gidersek Hamza Hoca’nın transfer listesinde tam da aranılan
isimler Gignac ve Andre Ayew’in
olduğunu hatırlıyoruz.İlk kez takımın eksikleri görülmüş yeni yapılanma erken
ve doğru adımlarla ilerleyecek derken Gignac Meksika ekibi Tigres’e Ayew de
Swansea’ye kaptırıldı. Aralarındaki sorun beni zerre ilgilendirmiyor tabii
ki. An itibariyle bedavaya alınamayan
Gignac Tigres’i Libertadores
kupasında finale taşırken Ayew de Premier
Lig’in en iyi transfer hamlelerinden biri olarak lanse ediliyor. Ayew
yerine Dortmund’da futbolculuğundan çok taraftarlığıyla ön planda olan Grosskreutz son saniyede transfer
edildi. (Sağ bek ön libero falan diyenlere arada Bundesliga maçı izlemelerini
tavsiye ediyorum) Gignac yerine ise kimse alınmadı hatta Sercan da yollandı (ki
yollansın zaten). Santrafor olarak Burak ve Umut’tan başka kimse kalmadı.
Hamza Hoca Mario Gomez tam aradığımız oyuncu ama çok pahalı derken Beşiktaş o
ara Gomez’in transferini bitirdi ve Hamza Bey’i yalancı çıkardı. Gomez aradığı
oyuncu ise Umut ve Burak’la sezona devam etmek nasıl bir mantıktır? Pivot
santrafor nitelikli bir oyuncunun olmadığı aşikar Hoca’nın kendini savunurken
kullandığı tutturmuşlar bir İbrahimovic söz
tamamen saçmalıktır. Aklı başında Galatasaray taraftarı meselenin İbra değil
önde top tutacak Podolski’ye Sneijder’e servis yapacak orta sınıf da olsa bir pivot santrafor ihtiyacının farkında
olmasıdır. Umut’un son dönemde sağ kanatta Yasin yerine denenmesi de faciadır.
Orta Saha’nın Karakteri Değişiyor
İleri uçtan geriye doğru gelirsek
Podolski isim olarak çok büyük ama
oyun olarak Köln ve Milli Takım dışında ortaya pek de efsanevi bir şey
koyamamış bir oyuncu. Kariyerinin düşüşte olduğuna hem fikirizdir sanırım. Yine
de maliyet, kalite ve popülarite ekseninde transferin mantıklı olduğunu
belirtmek gerekir. Fakat Poldi’nin etkili olduğu dönemlerde duvar olabilen
santraforlarla oynadığını unutmamak lazım. Birileri indirecek ki Poldi
vurabilsin.
Sneijder’in takımda kalması en
büyük transferdir. Sağ kanatta Yasin ve Grosskreutz yeterli gözüküyor ama orada
Umut’u kullanmak iş bilmemektir. Orta Saha’da kendi deyimiyle “Trabzon Mafyası” nın lideri Selçuk
İnan geldiği günden itibaren takımı bir üst seviyeye çıkardı ve takımda kaptan
olarak kalmaya devam edecek. Onun başarısında en büyük rol oynayan taraftarın
bir kısmının sevgilisi Melo’nun İnter’e gitmesi ise Cimbomun Şampiyonluk
şansını yüzde 30 oranında düşürdü. Yeine alınan Bilal, Jose Rguez ve Jem Karacan’ın üçünün de Melo’a değil Selçuk’
alternatif oyuncular olması Galatasaray’ın yeni bir tarza geçiş yapacağını
gösteriyor. Mourinho’nun Matic ve
Fabregas modelinden City’nin defansif yönü daha az olan Yaya ve Fernandinho’lu ikiliye geçiş
yapmak gerekecek. Orta saha merkezde Akhisar’daki Merter tarzında bir oyuncusu an itibariyle yok Hoca’nın. Orta
alandaki defansif yük Selçuk ve partneri arasında paylaşılacak bu da Selçuk’u
kötü etkileyebilir.
Sağ bek rotasyonunda Maxi Perreira’dan Daha İyi Sabri ve Asisti Olmayan Adam Tarık Çamdal olacak.
3 kulvarda ne kadar yeterli olacaklar göreceğiz.
Sol bekte ise Carole ve Telles yeterli gözüküyordu fakat Telles’in İnter’e
gidişiyle Balta eski pozisyonuna daha çok zaman ayırmak durumunda. Stoperler Chedjou, Semih, Koray ve City’den
kiralık Denayer olacak.
Muslera sezona formsuz başlasa da
tartışmasız taraflı tarafsız en çok takdir edilen ve sevilen isim. Yaz boyunca
konuşulan ise yedek kaleci sorunsalı oldu. Eray’ın yetersizliği malum..
Beşiktaş’tan gelen Cenk Gönen ise maliyet performans oranında doğru isim mi
tartışılır.
Oyun Tarzı
Şampiyonlar Ligi’nde harika bir
kura çeken Sarı kırmızılı ekip Astana önünde üçüncülüğü garanti altına almış
gözüküyor. Benfica ve Atletico’dan birisini geçebilmesi ise bu sezonki
performansına bağlı. Mancini’nin yaptığı gibi bir Juventus mucizesi de Hamza
Hoca gerçekleştirebilecek mi göreceğiz.
West Ham teklifi geri
çevrildikten sonra Burak santraforda tek müspet alternatif. Burak’ın kanat
orjinli bir oyuncu olması onu topu ilerde tutma ve kanat forvetlere servis yapma
konusunda biraz geride bırakıyor. Atletico ve Anadolu takımları gibi sağlam
kapanma arzusundaki takımları açmak için ne kadar yeterli olabilecek zaman
gösterecek. Burak gol atsa da takımın pas oyununa katkı konusunda sıkıntıları
olduğu gerçek o da Drogba ile oynarken daha iyi hissettiğini belirtmişti.
Selçuk ve yanında oynayacak isim
Galatasaray için kilit olacak. Hoca Bilal ile Jose arasında bir seçim yapacak
gibi duruyor. İkisi de pas oyununu iyi oynayan isimler burada Hamza Hoca’nın
Burak’ın sevdiği öne atılan ara toplar ve hızlı kanat bindirmeleriyle direk bir
oyun mu seçeceği yoksa Selçuk ve Jose(Bilal)’in sevdiği kontrollü pas oyununu
mu tercih edeceği merak konusu.
Oyuncu Tercihleri
Öncelikle Podolski’nin sol kanat
forvet olduğunu anlamak gerekiyor. Koyarsanız her oyuncu her mevkide oynar
Ertuğrul Sağlam da stoper oynamıştı. Fakat Podolski yaşı itibariyle artık salt
bir sol kanat oyuncusudur ne santrafor ne da 10 numara pozisyonunda faydalı
olamayacağı kanaatindeyim. Yasin’in sağ ya da sol kanatta ilk tercih olmaması
için teknik olarak bir sebep göremiyorum şu anki formuyla hem Podolski hem de
Grosskreutz’dan önde. Umut’u saymıyorum bile. Geçen sene şampiyonluğu getiren oyuncularımızı koruyalım diyen Hamza
Hoca konu Yasin olunca pek de korumacı değil. Burak istemiyor diye
santrafor alınmadığını herkes biliyor. Bu saçmalığa ayak uyduran isim de Hamza Hoca’dan
başkası değil.
Orta sahada Melo’nun gitmesiyle halaya duranlar inşallah sahada da ayakta
durabilirler. Hiç beğenmesem de Burak bu takımın tek santraforudur onu da yedek
bırakmak skandaldır. Burak yerine düşünülecek tek isim de Sinan Gümüş olarak
göze çarpıyor. Sneijder’in yeri garanti alternatifi yok sakatlanırsa vay
Cimbomun haline. Sabri’nin geriye
dönüşleri bu denli gecikmeye devam ederse sağ açık orjinli Grosskreutz’dan bir Juanfran
çıkarma çabasına girişmek abes olmayacaktır. Olcan isimli yıllık 2 milyon euro’ya yakın garanti para alan
şahsiyetin de takımdaki varlığını sorgulama cesaretini umarım birisi gösterir.
Geldiği günden bu yana bir faydası olmayan Olcan’ın
kanka kontenjanından varlığının son bulmasını umut ediyorum.
Not: Yazı transfer dönemi
bitmeden tamamlandığından yönetimin Grosskreutz transferini bitiremeyecek kadar
rezil durumda olduğu düşünülememiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder