twitter

21 Aralık 2014 Pazar

TOP 16 YOLUNDA FENERBAHÇE ÜLKER


Fenerbahçe Ülker yaz sezonunda kadroya kısalarda Can, Serhat, Hickman, Goudelock, Bogdan Bogdanovic uzunlarda ise Semih ve Vesely’i ekleyince birçok basketbol sever haklı olarak hayal kırıklığına uğramıştı. Çünkü geçen seneden beri sürekli bahsettiğimiz ana problemler, bu takımda Obra’nın sahadaki eli olacak gerçek 1 ve sağlam 5 numara bulunmamasıydı. Yapılan transferlerle Fenerbahçe skorerguard cennetine dönmüş ama “pis işleri” yapacak bir 3 numara da dahil olmak üzere açıklarını kapatamamıştı.




Sezon başlayınca eleştirilerin haklı olduğu görüldü. Obra 1 numara için Can da dahil olmak üzere sürekli bir arayışa girdi. Hickman’ın saf guard olmadığından normal olarak bocalaması, baskıda yarı sahayı geçememesi(Karşıyaka maçı en kritik hücum), set hücumda organize olamayan ve genellikle Gou’nun isolationlarına kalan bir takım izlememize neden oldu. Ayrıca 5 numarada Semih ölü geçen sezonların ardından Zoric ve Oğuz’la birlikte beklenenin çok uzağındaydı. Vesely’nin daha çok 4 numarada kullanılmasıyla “pota savunamayan” Fenerbahçe görüntüsü devam ediyordu. Artık alıştığımız rakibin yüksek 3 sayı isabeti sorununun kaynağını da bu noktada aramak gerek. Potayı savunan uzunun olmamasının yanında, vücut vücuda teması sevmeyen, şutu bozmak için ekstra çaba harcamayan oyunculara sahibiz. Sorunları olan Milano ve Turow galibiyetleri gözümüzü boyamıştı ki OAKA’da çok hayırlı bir tokat yedik.


O noktadan sonra biraz toparlanan ve eksiklerine çareler üretmeye çalışan bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Rollerin yavaş yavaş yerine oturması, kumandanlığa Bogdan Bogdanoviç’in geçmesi, Kenan’ın 1 numarada 14-15 dakikalarda süre alması, Vesely’nin 5 numarada Bjelica’nın tamamlayıcısı olarak daha çok oynaması ve son olarak da Semih’in hayata dönmesiyle takım toparlanma sinyalleri verdi. Deplasmandaki Milano ve –eksikleri olsa da- Barça galibiyetleri özgüven açısından takımı bir üst seviyeye taşıdı. Şu an takımın saha içi lideri Bogdanoviç, hücumları iyi kontrol ediyor. Ayrıca üstündeki çekingenlikten arınmış, keskin şutunu kaldırmakta tereddütleri azalmış bir Bogdan izliyoruz. Fenerbahçe’de mevcut kadroda oyunu yönlendiren ve karar veren oyuncu mutlaka Bogdan olmalı. 1 numarada ise Emir ve Kenan süreleri paylaşıyor. Enerji konusunda Kenan’ın yanına Vesely ve Semih’i de koymuş görünüyoruz. Vesely’nin enerji fazlalığı ve yaptığı extra işlerin yanı sıra Semih’in kas gücü bu takım için oldukça önemli. Sezon başındaki dağınıklık düzelmiş gibi, sıkışan hücumlarda Gou gibi bir çılgın skorer ve Arupa’nın en iyi powerforveti Bjelica çözüm üretebiliyor. Top 16 grubuna takım 2.olarak giriyor ve dengeli bir gruptan söz edebiliriz. Yeni gruba çok kısa bir bakışta ilk CSKA maçındaki galibiyet ve son 4 maçın 3’ünün içerde olması en önemli noktalar bence.

Yazının konusu ilk turdaki FB olduğundan uzatmadan burada kesiyorum. Euroleague’in Top 16’da başladığını bilen basketbol severler Fenerbahçe’yi bekleyen tehlikenin mutlaka farkında. Maçın kritik dakikalarında tam saha baskıda topu rakibin ellerine bırakma ihtimalimiz çok fazla. Özellikle 1 numara için transfer şart gibi görünüyor ama kulüp Kenan ve Berk’e bu sorumluluğu verirse bize de saygı duymak düşer.

Mucizevi şekilde gruptan çıkan Galatasaray ve bir sonraki yazıda bahsedeceğimiz Efes’i de kutluyor ve yeni grupta başarılar diliyoruz. Kim olacağı önemsiz ama Final 4’da bir Türk takımı görmeye ihtiyacımız var artık.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder