1999-2000 sezonu Avrupa’da futbol
ve basketbolda kulüpler bazında Türk sporunun altın çağıdır. 17 Mayıs 2000’de
Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı aldığını herkes bilir, takdir eder. Bu tarihi
başarının yaklaşık 1 ay öncesinde Efes Pilsen'in Fransız takımı Asvel’i çeyrek
finalde eleyerek Euroleague’de Final Four’a kalma başarısı ise pek hatırlanmaz.
Ben de o dönemi pek net
hatırlayamasam da mahallede dönen “abimler yarı finaller için Selanik’e
gidecekler, Efes Pilsen Avrupa Şampiyonu olacak” muhabbetlerini çok iyi biliyorum. O zamanlar içimden büyüyünce ben de gideceğim şu Final Four’a diye geçirmiştim. Yaş 10
civarı, o yaşlarda üst sokakla maç olsa Madrid deplasmanına gider gibi
hissediyorsun. Bu arada ben bu satırları yazarken yıl 2014 ve henüz bir Türk takımının yer aldığı, gidilecek
bir Final Four yaşayamadık.
Ben de Hidayet Türkoğlu'na hayranım o ara, iki sokak aşağıda oturuyormuş, annesi keçi sütüyle beslemiş o
yüzden uzamış, geleceğin yıldızı olacakmış gibi laflarla kafama yer etmiş Efes’in
genç oyuncusu. Hido'yu ailesine yaptırdığı apartmanın yanında bir kez görmüş ama konuşmaya çekinmiştim. İlk olarak Cine 5'te Efes maçlarında Hido'yu izlemeye başladım. Sonra bizim mahallenin Hido'su, Ender Bilgin anlatımıyla Kanal D’de
Sacramento maçlarını izlerken çok gece uykusuz bıraktı beni. İbrahim Kutluay’a başlarda ısınamasam sonra alışmıştım. Perdeden çıkıp
attığı üçlükleri okul bahçesinde denerken yüzde 20 olan isabet oranım yüzde
10’a kadar da düşmüştü. Ama onun stilinde atmanın tadı başkaydı; varsın yüzdem düşük olsun. Oyun kurucu Boşnak asıllı
bir Hırvat; Damir Mulaömerovic. Biraz dağınık bir görüntüsü var ama yeri geliyor
takımı da tek başına sırtlıyor. Teyzemden duyduğum Naumoski kadar iyi değil
lafına o dönem anlam veremesem de Mula, Galatasaray’lı Kerem Tunçeri ile
birlikte en sevdiğim oyun kurucu olmuştu. Pick and Roll oyununda tam bir uzman
olan Mula’nın skora katkısı da azımsanmayacak derecede iyiydi. Nitekim Avrupa sayı
kralı İbrahim Kutluay’ın sayı istatistiğindeki düşüş sayı hanesini Mula ile
paylaşmasından ötürü olmuştu.
Takımın Türk yıldızlarından
birisi de Ferrari Ömer Onan'dı. Ribaund alındıktan sonra ışık hızıyla fast break’e
çıkan oyuncu, “kelepçe” Alper Yılmaz gelene kadar savunmada başrol oyuncusu
olarak Efes’te yerini almıştı. Rakibin en önemli oyuncusuna skor limiti verip (10
sayıyı aşamayacak gibi) çoğunda da oyuncuyu o sayının altında tutmayı başarırdı.
Navarro’yu çıldırttığına bizzat şahit olmuştum. Pota altında Peja Drobnjak
vardı. Oyununu pek hatırlamıyorum ama Hüseyin Beşok ile iyi bir ikili
olmuşlardı. Hüseyin daha şuta dayalı yumuşak bir uzun Drobnjak ise pota altına
gereken sertliği getiren adam rolündeydi. Bir de sonra Seattle’a NBA’e
gittiğini hatırlıyorum.
Takım, yıldızlar topluluğu gibi
görünse de Hidayet o dönem yalnızca 21 yaşındaydı İbrahim Kutluay her ne kadar
Avrupa Sayı Kralı olsa da AEK, Panathinaikos tecrübelerinden yoksundu. Mula ve
Drobnjak dışındaki yabancılardan da hafızam da yer etmediklerinden çok katkı
alınmadığını varsayıyorum. ( Koraç Kupasında Conrad Mc Rae’yi bilmeyen yok
sonuçta.) Efes, Mirsad’ı NBA’e yollamıştı ve Aydın Örs’ten boşalan
başantrenörlük koltuğunda nispeten tecrübesiz bir isim Ergin Ataman oturuyordu.
Ergin Ataman dar bir rotasyona
sahip Efes Pilsen’i önce gruptan çıkardı sonra Alba Berlin’i geçti ve çeyrek
finalde 1997’de elendiği Asvel’i yenerek Final Four’a taşımayı başardı. Zaten
sonrasında dar rotasyon Ergin Ataman’ın uzmanlık alanı olacaktı. Elindeki "size" olarak en iyi savunmacı Hidayet’ti. Gruplardan sonra 2. Tur maçında Alba Berlin
karşısında PF Vendel Alexis’i ona vermişti çünkü Drobnjak’ın ayakları yavaş
kalıyordu. Hidayet Panathinaikos maçında ise PG Bodiroga’yı savunmakla
görevlendirilmişti. Çünkü boyuna göre top hakimiyeti en iyi olan uzun oyuncu yine Hidayet’ti. Maalesef Efes Pilsen’in çabası Bodiroga ve
Pana’yı durdurmaya yeterli olmadı ve yarı finalde Obradovic’in ekibine boyun
eğdiler. 3. Lük maçında CSKA’yı yenerek ülkemize Avrupa 3.lüğünü getirerek 2000
yılının medar-ı iftiharlarından birisi de Efes Pilsen oldu.
Kadroda önemli katkı vermiş ama
benim yaş itibariyle net hatırlayamadığım isimler de vardır. O nedenle bu
başarıda emeği geçmiş efsane kadronun tek tek isimlerini buraya yazmak gerekli
diye düşünüyorum. Yıllardır onca yatırıma rağmen Final Four göremeyen
takımlarımıza da örnek teşkil etmesini diliyorum.
EFES PİLSEN 1999-00:
Hüseyin Beşok
Hidayet Türkoğlu
İbrahim Kutluay
Damir Mulaomerovic
Predrag Drobnjak
Rickie Winslow
Ömer Onan
Arda Vekiloğlu
Nedim Dal
Bora Sancar
Marc Jackson
Kareem Reed
Tufan Ersöz
Antrenör: Ergin Ataman (Takımı Aralık’ta devralmıştır)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder