Dün gece İstanbul Abdi İpekçi
Arena’da tarihe geçecek bir maç oynandı. İki uzatmaya giden maçta Galatasaray
zor da olsa galip gelmeyi bildi. Arroyo 50 dakika oynadı 26 sayı attı, Erceg 32 sayısının yanında efsane bir üçlükle maçı uzatmaya götürdü. Sinan, Ender, Furkan, Kerem yüreklerini ortaya koydular. Maç hakkında söylenecek çok söz var ama maç
öncesinde çıkan olaylar ve sonrasında yaşanan trajedi maalesef maçın önüne
geçti.
Kızıl Yıldız yönetimi
Galatasaray’dan misafir seyirci olarak 70 kadar bilet talep etmişti. Türk
tarafı bu talebi memnuniyetle kabul etti. Maçın oynanacağı 21 Kasım 2014 Cuma
günü ise Kızıl Yıldız cephesinde gariplikler silsilesi başladı. Önce “DELİJE”
taraftar grubu 300-400 kişilik bir grupla İstanbul’a geleceklerini twitter’dan
duyurdular. Bunun üzerine Kızıl Yıldız yönetimi Galatasaray’dan 300-400 kadar
bilet talep etti ve bu istek Galatasaray yönetimi tarafından güvenlik
gerekçesiyle reddedildi. Buraya kadar her şey normal ve olması gerektiği
gibiydi. Sonrası ise yangının kıvılcımı olacak trajedinin başlangıcına yol
açacak hatalarla dolu bir dizi olay.
Söz konusu Sırp grup uçak ve
otobüslerle, Türkiye’ye kendi imkânlarıyla geldiler. Maça biletleri
olmadığından salona girmelerine izin verilmedi ve otobüslerle Sultanahmet’e
yönlendirildiler. Sonrasında maç saatine yakın, bir şekilde sahil yolundan Abdi
İpekçi Arena’ya ulaşmayı başardılar. Askeri tabur gibi sloganlar eşliğinde
salona gelen bu grup ellerindeki meşaleleri bilet sırasında bekleyen
seyircilerin üstüne atmaya, çevredeki araçlara zarar vermeye başladılar. Polis
geç de olsa gerekli önlemleri alarak holigan grubunu Topkapı tarafına
mezarlığın olduğu yöne yönlendirmeyi başardı. Buradan sonrası ben ve birçok
kimse için meçhul gözüküyor. Kızıl Yıldız taraftarı 25 yaşındaki Marko
İvkovic’in ölümü de bu zaman aralığında oldu ve resmi olarak yapılan
açıklamalarda kimin tarafından öldürüldüğü konusunda tutarsızlık var. İstanbul
emniyeti Delije grubunun kendi arasında yaşanan olay sonucunda Marko’nun
yaşamını yitirdiğini açıkladı. Sırbistan tarafı ise Marko’nun Türkler
tarafından öldürüldüğüne inanıyorlar.
25 yaşında bir gencin hayatını
kaybetmesine neden olan bu trajedi de öncelikle emniyetin, valiliğin bilgi
eksikliği ve gereken önlemleri zamanında almaması üstüne konuşulması gereken
bir konudur. Delije taraftar grubunun geleceği maç sabahından belliydi.
Marko’nun da içinde olduğu bu taraftarların maç izleme niyetinde olmadığı çok
açık. Holiganizm ve ırkçılıkla yoğrulmuş bir anlayışa sahip olan 300 kadar
adamın ülkeye girişine dahi izin verilmemeliydi. Kısa bir süre önce Beşiktaş
taraftarı Partizan deplasmanına gitti ve gerekli önlemler alındığı için sorun
yaşanmadan geri döndüler Beşiktaş taraftarı arasında da alkol almış, aşırıya
kaçan şahıslar vardı ama önlemler alındı ve sorun yaşanmadı. Emniyette Spor
Şube ne işe yarar? İçlerinde tehlike arz eden taraftar grupları hakkında bilgi
sahibi bir birim, bir insan yok mudur? En baştan Sırp makamlarına biz önlem
alamayız ülkeden çıkışlarına izin vermeyin denemez miydi? Bu sorular şu an
artık önemsiz gibi gözükebilir ama gelecek için çok mühim sorular.
Nitekim Sırbistan bu trajedi
sonrasında çalkalandı. Ergin Ataman maç öncesi yaşanan olaylar hakkında maç
sonunda yaptığı (bence “doğru”) talihsiz açıklama yüzünden hedef tahtası oldu.
Sırbistan’da persona non grata (istenmeyen kişi) ilan edilebilir. Hatta
Sırbistan’a gelmesin denildi. Marko’nun cenazesinde çentik selamıyla Türkler
karşıtı sloganlar atıldı. Rad taraftarı Vojvodina maçında “ilk Türk kanını kim
akıtacak” şeklinde bir pankart açtılar. Kızıl Yıldız’ın ezeli düşmanı Partizan
taraftarı CSKA Moskova’lıların çaldığı Beykent’li Aslanlar pankartını yaktılar.
Onlarda karşılık verdi ve Sırbistan bayrağı yaktılar.
Türkiye’de de olsa, Sırplarla
yaşanan bir olay en çok Boşnak’ları etkiler. Tarihten günümüze bu böyle süre gelmiştir.
Olaylar sonrasında Novi Sad’da bir kişi Türk asıllı olduğu için dövüldü. Yine
Novi Sad’da Türk dükkanlarına zarar verildi. Sırbistan Liginin Müslüman takımı
Novi Pazar’in Belgrad deplasmanındaki maçına seyirci gitmesi yasaklandı.
Bosna Savaşı ve öncesinde yaşananlara rağmen körü
körüne bir Sırp düşmanlığı yani ırkçılık aklı başında bir insanın kabul
edemeyeceği bir durum. Nitekim Galatasaray’ın Kızıl Yıldız maçında en çok sayı
atan ve maçı getiren üçlüğü atan oyuncusu Zoran Erceg de bir Sırp. Sırbistan’da
yangın çıkarmak için kıvılcım bekleyen bir kitle zaten mevcut. Sırplar
tarafından Sultan Murad’ı arkasından hançerleyen Milos Obilic fotoğrafları
Galatasaray formasının üstüne yapıştırıldı. Marko İvkovic için yeni Obilicimiz
Marko’dur o Ortodoksluğu savunurken öldü denildi.
Bundan sonra yapılması gereken
şey tansiyonun düşürülmesidir. Euroleague Ortodoks milletlerin ağırlığı olan
bir organizasyon. Rusya, Sırbıstan ve Yunanistan’ın başı çektiği bu grupta Türk
takımlarına karşı zaten mevcut olan hoşnutsuzluk iyice alevlendi. Yine bu ülke
takımlarının taraftar grupları çok ateşli ve organize ekipler. En büyük
sorumluluk Euroleague yönetiminde, kendilerinin bu tip olaylarda tecrübeleri
Uefa ve Fifa’ya göre az. Güvenlik konusunda ülkelerle işbirliği ve koordinasyon
içinde olmaları gerekiyor. Spor müsabakaları bazı kesimlerce hafife alınıyor
olabilir ama Dinamo Zagreb- Kızıl Yıldız maçı bir savaşın başlangıcı olmuştur.
El Salvador ile Honduras arasında Futbol savaşı adı verilen bir savaş
yaşanmıştır. Mevcut durumda savaşa gidecek bir boyut yok ama ciddiye alınmazsa
halının altına itilmiş problemlerin tekrar ortaya çıkması söz konusu.Yazıyı yazarken gördüğüm bu pankart Olymipakos-Paok maçında açılmış. Çevirisi "En iyi Türk ölü Türk'tür" Son olarak Delije gün içinde Gate 7 ile
birlikte İstanbul'da oynanacak Olympiakos maçına geleceklerini açıklamış.
İlerleyen süreçte taraftarların
ve özellikle medyanın provoke edici hareketlerden kaçınmaları gerekiyor. Umarım
spora ırkçılık ve siyaset daha fazla bulaştırılmadan bu süreç atlatılır.
yazı içindeki fotoğraflar ve bilgiler için @burakkarakus ve @fsabovic'e teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder